23. Hukuk Dairesi 2014/5540 E. , 2015/5217 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 10.05.2010 tarihinde imzalanan bakım hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğradığı 78.227,92 TL maddi zarar ile 287.852,32 TL müspet zarar toplamı olan 366.080,24 TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkil arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, tazminat istemlerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki hizmet alımına ilişkin sözleşmenin, sözleşme süresi dolmadan davalı tarafça haksız feshinden kaynaklanan zararın tazmininin talep edildiği, davalı tarafın kusursuz olduğunu ispat etmesi gerektiği, bilgisine başvurulan tanıkların yeminli beyanları ile davacı çalışanlarının davalıya ait iş yerinde çalışmadıkları halde davalı iş yerinde çalışılmış gibi gösterilerek ücret ödemesi yapıldığı, bu durumda, sözleşme feshinin haklı nedene dayandığı ve sözleşmenin feshinde davalı tarafın bir kusuru bulunmadığından müspet zarara ilişkin tazminat isteminin reddi gerektiği, diğer yandan, davacı tarafın sözleşmenin devam ettiği süre içinde asgari ücrette ve ÜFE-TÜFE oranlarında meydana gelen artışlar sebebi ile uğradığı maddi zararın tahsili isteminin sözleşmenin 5. maddesi uyarınca yerinde olduğu, bu madde uyarınca KDV dahil 88.050,92 TL davacıya eksik ödeme yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve taleple bağlı kalınarak 78.227,92 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin usulsüz feshi sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle davacı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin, tanık beyanlarına dayalı olarak feshin haklı olduğuna yönelik kabulü, yeterli inceleme ve araştırma içermemektedir.
Davacı vekilinin, mahkemece bilgisine başvurulan tanıkların fesih tarihinden sonra davalı şirket bünyesinde çalışmaya devam ettikleri, ihbar dilekçelerini bu sebeple baskı altında hazırladıkları ve duruşmada müvekkili şirket aleyhine beyanda bulundukları yönündeki itirazları ile işçilerin sözleşme süresince çalıştığı iddia edilen şirket kayıtları üzerinde yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, işçilerin çalıştığı iddia edilen şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacı vekilinin tanık beyanlarına karşı itirazları da değerlendirilerek, öncelikle davalının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı, haklı ise tazminat talepleriyle ilgili şartların oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, gerektiğinde uzman bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
b-Taraflar arasındaki 10.05.2010 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde asgari ücret artış oranlarının fiyatlara yansıtılacağı, 7. maddesinde ise sözleşmenin süresinden önce taraflardan birinin sona erdirilmesi durumunda sözleşmeyi sona erdiren tarafın nihai fatura baz alınarak sözleşmenin sona erme tarihine kadar olan aylar için ödeme yapacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemece anılan hükümlere dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile 31.07.2013 tarihli ilk bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarı arasında fahiş fark olup, raporlara yapılan itirazlar karşılanmamış ve çelişki giderilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, yukarıda açıklanan iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi giderici nitelikte, tarafların iddia, savunma ve daha önceki raporlara yaptıkları itirazları da karşılanacak şekilde, somut olaya uygun, denetime elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2-a) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.