20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/797 Karar No: 2017/6524
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/797 Esas 2017/6524 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/797 E. , 2017/6524 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili 19/01/2015 tarihli dilekçesinde;hudutları dahilinde bulunan 970 sayılı parselin mirasçıları adına 8/12 payı için dava açtıklarını, dava konusu taşınmazın Karar sayılı ilamıyla bilirkişi krokisinde (B) harfiyle gösterilen 2165,375 m2"lik bölümünün Devlet ormanı niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini bu nedenle 6292 sayılı Kanun gereğince taşınmazın iadesi için ilgili mal müdürlüğüne yaptıkları müracaatların reddedildiğinden (B) harfiyle gösterilen 2165,375 m2 tutarındaki (8/12 payının) 1443.584 m2"lik bölümünün Devlet ormanı niteliğiyle adına tapuya kayıt ve tescil edilen tapu kaydının iptali ve iadesine karar verilerek davacılar adına miras payları oranında tapuya tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkeme gerekçesinde sayılı Kararına değinilerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmişse de karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Mahkemesinin 1996/2 Esas 1996/5 sayılı dosyası davacıların miras bırakanları tarafından davalı ... Yönetimine karşı açılmış orman kadastro tespitine itiraz davası olup, işbu dava Asliye Hukuk Mahkemesinde 6292 sayılı Kanun gereğince açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dolayısıyla 6100 sayılı HMK"nın 303. maddesinin birinci fıkrası ""Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir"" hükmü göz önüne alındığında dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmaması nedeniyle önceki karar işbu dava açısından kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girip bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/09/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.