1. Hukuk Dairesi 2019/2810 E. , 2021/1877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, borçları nedeniyle taşınmazlarının satılmasını engellemek amacı ile maliki olduğu taşınmazları geri vermesi koşulu ile davalıya devrettiğini ileri sürerek 6254 ada 4 ve 6254 ada 13 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının sunmuş olduğu ve imzasını taşıdığı söylenen belgenin satıştan sonraki tarih olan 22/11/2014 tarihli olduğunu, belgenin inanç sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalının istinaf isteminin HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekilleri Avukat ..., Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalı vekilinin bölge adliye mahkemesince hükmedilen istinaf karar ve ilam harcına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca, taşınmazın aynına taalluk eden davalarda dava değerinin taşınmazın değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı; öte yandan yargı harçlarının düzenlendiği 1 sayılı tarifenin A fıkrasının 3. bendi uyarınca konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında karar ve ilam harcına hükmedileceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan toplam değeri 1.118.859,11-TL olup, davalının istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiğine göre alınması gereken istinaf karar harcının 76.429,25-TL olduğu ancak istinaf kanun yolu aşamasında 17.10.2018 tarihinde davalı tarafça ilave olarak yatırılan 4.776,83-TL istinaf karar harcının alınması gereken harçtan mahsup edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli hükmünün 2. fıkrası hükümden tamamen çıkarılarak yerine 2. fıkra olarak “Alınması gereken 76.429,25 TL istinaf karar harcından peşin alınan 14.330,48 TL ve 4.776,83-TL"nin mahsubu ile bakiye 57.321,94 TL"nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.