10. Hukuk Dairesi 2018/337 E. , 2018/7218 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... Sig. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 06.08.2000 tarihli trafik kazası sonucu yaralanan sigortalı için yapılan tedavi masrafları ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 39. maddesidir.
1- Davalı ... şirketinin süresi içinde zamanaşımı def-inde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı) Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109’uncu maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmıştır.
Kurum, ceza davasına müdahil olarak katılmadığından rücu davalarında, Borçlar Kanununun 60. maddesindeki ceza zamanaşımı ise uygulanmamaktadır.
Zamanaşımı süresi, zararın ve eylemi gerçekleştirenin (failin) öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlamakta olup, Kurumca zararın öğrenilme tarihinin, giderlerin sarf ve ödeme günü olduğu açıktır. Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihine ilişkin olarak ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır.
Bu kapsamda; ceza mahkemesince yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişi yönünden, Kurumun, ceza kararının kesinleştiği tarihte faili öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının söz konusu olmadığı durumlarda ise yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün kim olduğunun öğrenilme tarihi açıklıkla saptanmalıdır. Önemle belirtilmelidir ki, zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak, her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
Eldeki davada, davalı ... ...Sig. A.Ş. vekilinin yasal süresi içerisinde ileri sürdüğü zamanaşımı def"i kapsamında, yukarıdaki düzenleme ve açıklamalara göre araştırma ve irdeleme yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan davalının zamanaşımı def"i tartışılmaksızın davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59.maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. ” hükmü getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer.” hükmü öngörülmüştür.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslara göre dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca davalıların tedavi gideri yönünden meydana gelen Kurum zararından sorumluluğunun kalmadığı gözetilerek, tedavi giderlerine yönelik talep hakkında "davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm tesisi gerektiği düşünülmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ...Sig. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...Sig. A.Ş."ye iadesine, 27/09/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.