Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10318
Karar No: 2015/7211
Karar Tarihi: 14.05.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/10318 Esas 2015/7211 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2014/10318 E.  ,  2015/7211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vek. Av. ... ile davalı-karşı davacı vek. Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı tarafından imal edilip, satışa arz edilmek üzere müvekkiline teslim edilen ve müvekkiline ait mağazalarda satışa sunulan ürünlerin kalitesiz, boya atmış ve baskı çıkartmış olduğundan dolayı satılamadığını, durumun davalıya bildirilmesine rağmen sorunun giderilmediğini, sözleşme gereği kalan stok miktarı üzerinden iade faturası kesilerek davalıya gönderildiğini ancak davalı tarafça kabul edilmeyip iade edildiğini, hazır edip, ihtarla bildirdikleri 174.721,77 TL’lik çeklerin davalı yanca alınmadığını, davalının 404.005 TL. ürün borcunun ödenmesini ihtarla müvekkilinden talep ettiğini iddia ederek uğradıkları zararın tespiti ile şimdilik 100.000 TL maddi zararın tazminine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde 174.721,77 TL bedelli çekleri mahkeme kasasına veya tayin edilecek tevdi mahalline davalıya ödenmek üzere teslimine ve davalıya 229.283,47 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde davacıya teslim edilen ürünlerde herhangi bir ayıp mevcut olmadığını, davacının malları bir defada almadığını, defalarca sipariş verip, ürün satın aldığını, süresinde bir ayıp ihbarının bulunmadığını, sözleşmenin akdedilmesi aşamasındaki taahhütlerine aykırı hareket ettiğini, davacı tarafın üretilen ürünlerin hiçbirini satamadığını iddia ederek müvekkiline iskonto faturası kesmesinin kabul edilemeyeceğini, borçlarını nakit olarak ödemesi gerektiğini savunarak, aleyhlerine açılan davanın reddi ile müvekkili şirketin imal edip eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettiği ürünler nedeniyle, alacağının tahsili için başlattığı takibe haksız itiraz edildiğini, bu alacağın 174.721,77 TL’lik kısmının davacı-karşı davalının açık kabulü nedeniyle, geri kalan kısmının yapılacak yargılama gereğince kabulü ile, davacı-karşı davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen 06.12.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalı yana imal ettirilip, davacının satış mağazalarında satışa sunulan ürünlerin 501.674,66 TL’lik kısmının ayıplı olduğu, nihai tüketici olmayan davacının stoklarına giren ürünlerin, stoklara girdiği ve satıldığı tarihler arasında bir sürenin geçmesinin ticari hayatın olağan akışının gereği olduğu, ürünlerin satıldığı tarihten itibaren 7-10 günlük süreler içerisinde davacıya iade edildiğinin tüketici şikayetleri ve ürün iade formlarından anlaşıldığı, mal imal ve satışının yapıldığı tarihin 11.10.2011 tarihi olup, ticari ilişkinin 15.12.2011 tarihinde kesildiği, hatalı ürünlerin davacı tarafın müşterileri tarafından ilk olarak 04.03.2012 tarihinde iade edildiği, davacının ürünlerin hatalı olduğundan dolayı satılamadığını ve elde kaldığını, 08.03.2012 tarihinde davalı yana ihtaren bildirdiği, sözkonusu tarihlerin davacının gizli ayıp iddiası çerçevesinde değerlendirildiğinde birbirine çok yakın tarihler olduğu ve bir silsile takip ettiği, davacı yanın gizli ayıp iddiasında ileri sürdüğü hususların mutad muayenenin dışında ancak nihai tüketici tarafından kullanmakla ortaya çıkabilen ayıplar olduğu, ödemelerin nakit yapılması hususundaki davalı şirket iddiasının geçerli olmadığı, davacı şirketin toplamı 174.721,77 TL olan borcunu kabul ederek karşılığında çekler verdiği, tarafların ticari defterlerinde karşılık olarak cari hesap alacak-borç tutarının 404.005,24 TL olduğu, davacının stok listelerinden sözleşme gereği kesilmesi gereken iskonto bedeli faturasının 162.299,51 TL olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesindeki ...’in kimlik mağazalarına giriş bedeli olarak 50.000 TL ödeme yapılacaktır hükmü gereği 162.299,51 TL+ 50.000 TL= 212.299,51 TL+%8 KDV= 229.283,47 TL’nin davacının cari hesap borcundan tahsil edilmesi gerektiği, davacının toplam 229.283,47 TL. tutarlı fatura düzenlemesinin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca doğru olduğu, davacı şirketin düzenleyip davalı emrine keşide ettiği toplam 174.721,77 TL çekin davacının cari hesap borcundan tenzil edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satıcının ayıplı mal satışından kaynaklanan sorumluluğu hükümlerine dayanmaktadır.
    Mahkemece, iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış ancak bu incelemeler sonucunda düzenlenen raporlar arasında çelişkiler bulunduğu halde bu çelişkiler giderilmediği gibi yeterli incelemeyi içermeyen ve Yargıtay denetimine uygun bulunmayan ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda özellikle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 25/3 maddesinde öngörülen ayıp ihbar süreleri ile ilgili yeterli açıklamalara ve görüşlere yer verilmediği görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi yönünden konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine 6762 sayılı TTK’nın 25/3 maddesi çerçevesinde yeniden inceleme yaptırılarak, ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı-karşı davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi