Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2889
Karar No: 2021/1876
Karar Tarihi: 30.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/2889 Esas 2021/1876 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/2889 E.  ,  2021/1876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacının istinaf isteminin HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılmış ve davalılar ... ve ..."e yönelik davanın reddine; davalı ..."e yönelik davanın bedel istemi bakımından kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.03.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat v.d. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
    Davacı, 1260 ada 26 parsel sayılı taşınmazını yeğeni olan davalı ..."e iade edilmek üzere emaneten devrettiğini, davalının taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ..."e, onun da yakın akrabası olan diğer davalı ..."e temlik ettiğini, dava konusu taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiştir.
    Davalı ...; dava konusu taşınmazı bedeli mukabilinde diğer davalı ..."ten satın aldığını, satış bedelini haricen ödediğini, davalı ...; iyiniyetli olarak taşınmazı iktisap ettiğini, diğer davalılarla arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ..., taşınmazın emaneten devredildiğini ancak kendisinin de 10.000 TL borç karşılığında taşınmazı teminat olarak davalı ..."e devrettiğini belirterek davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacının istinaf isteminin HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılmış ve davalılar ... ve ..."e yönelik davanın reddine; davalı ..."e yönelik davanın bedel istemi bakımından kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 1260 ada 26 parsel sayılı taşınmazını 24.08.2011 tarihinde davalı ..."e, ..."in 14.12.2011 tarihinde davalı ..."e, ve ..."in de 31.12.2013 tarihinde davalı ..."e devrettiği anlaşılmakta olup; eldeki davada davacı, davalı ..."a inançlı işleme dayanarak taşınmazı devrettiğini ancak davalı ..."ın taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalılara temlik ettiğini ileri sürmüş; ilk el konumunda olan davalı ... ise, ön inceleme duruşmasında davayı kabul ettiğini, dava konusu taşınmazı kendi borcu için teminat amaçlı devrettiğini ancak davalı ..."in taşınmazı davalı ..."e temlik ettiğini ifade etmiştir. Davalının anılan beyanı dikkate alındığında, davacı tarafından yapılan ilk temlikin inançlı işleme dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, diğer davalıların (ikinci el) iyiniyetli olmaları halinde 4721 sayılı TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı şüphesizdir. Esasen bu husus, bölge adliye mahkemesinin de kabulündedir.
    Hemen belirtilmelidir ki; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötüniyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 08.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Öte yandan, vakıa ve karinelerden, halin icaplarından kendisinden beklenen özeni sarfetmemiş olması itibariyle kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacağı belirmiş olan kimsenin TMK’nın 1023. maddesinden yararlanamayacağında bir tereddüt bulunmamaktadır.
    Somut olaya gelince, davacı dava dilekçesinde ve aşamadaki beyanlarında taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını ifade etmiş, davalı taraf da davacının dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini bildirmiş, ayrıca kolluk araştırmasında da davacının taşınmazda ailesi ile birlikte oturduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan nüfus kayıtlarına göre; davalı ..., davalı ..."in kardeşi olan ..."nin eşi ..."nın kardeşidir. Davalı ..., savunmasında taşınmaz alım satım işi ile uğraştığını ve satış bedelini ödediğini, davalı ..."i tanıdığını, davalı ... ise emlakçı olduğunu ve taşınmazı 80.000-TL bedelle aldığını belirtmiş olup, bilirkişi raporunda taşınmazın davalı ..."e satıldığı tarihteki değerinin 589.664-TL olduğu saptanmıştır.
    Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davalılar ... ve ..."e yapılan temliklerin muvazaalı olduğu ve davalı kayıt malikinin Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davacının tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi