11. Hukuk Dairesi 2016/14741 E. , 2017/2648 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 25/11/2015 tarih ve 2014/1484-2015/1563 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02.05.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 01/01/2013 tarihinde yürürlüğe giren ve üç yıl süreli olan personel taşıma hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın hiçbir gerekçe göstermeden 26/06/2013 tarihinden geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshettiğini, davacının sözleşmenin süre sonuna kadar ayakta tutulacağı inancı ile harcamalar yaptığını, fesih tarihine kadar 10.079 adet servis hizmeti verildiğini, birim servis maliyetinin 53,19 TL olduğunu her bir servis başına 16,81 TL kâr elde ettiklerini, sözleşmenin süresinden önce fesih edilmesi nedeni ile KDV dahil 199.925,04 TL kazanç kaybı oluştuğunu, servis hizmetinin üç yıl süre ile yapılacağı ön görüldüğü için yeni araç satın alındığını, sözleşmenin erken feshi nedeni ile bir kısım araçlara ihtiyaç kalmadığını, yeni iş de bulamadığı için davacının altı adet aracı piyasa fiyatlarının altında satarak 116.103,00 TL zarar ettiğini, sözleşmenin düzenlenmesi sırasında ayrıca 20.334,60 TL damga vergisi ödendiğini ileri sürerek, 336.731,34 TL maddi tazminat ile 500.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline bir ay önceden haber vermek koşulu ile gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi tek yanlı fesih hakkı tanıdığını, bu sözleşme hükmüne dayanarak sözleşmede belirtilen süreye uyularak sözleşmenin feshedildiğini, davacının yüksek fiyat önerdiğini, zor durumda kalınması nedeni ile sözleşmenin imzalandığını, maevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin reddine, davacının maddi tazminat talebi yönünden ise 186.594,66 TL kazanç kaybı, 6.778,20 TL damga vergisi alacağı, 116.103,00 TL araç satışından doğan alacak olmak üzere toplam 309.475,86 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 18/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
.../...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, personel taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup mahkemece davacının kazanç kaybı, sözleşmenin düzenlenmesi sırasında verilen damga vergisi alacağı, bir kısım araçlarını piyasa fiyatları altında satmasından kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam 309.475,86 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Ancak davacı vekilince, yeni araçlar satın alınarak davacının davalı ile arasındaki sözleşme uyarınca taşıma yaptığı, sözleşmenin feshi nedeniyle zararın artmaması, yeni iş de bulunamaması nedeniyle davacının altı adet aracını zorunlu olarak piyasa değerinin altında sattığı ileri sürülmüşse de davacı vekilinin bu iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.
Davada taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasıyla davacı tarafından ödenen damga vergisinin de davalıdan tahsili istenmektedir. Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ya da vaktinde ifa edilmemesinden doğan alacaklının mal varlığının mevcut durumuyla, borç ifa edilseydi alacağı durum arasındaki farkı; menfi zarar ise sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu inancının boşa çıkmasından doğan zararı ifade eder. Somut olayda sözleşmenin süresinden önce davalı tarafından feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenebilecek olup, davalının karşılamakla sorumlu olduğu zarar, alacaklının müspet zararıdır, davacı menfi zararını isteyemez. Dolayısıyla sözleşmenin kurulması için yapılan giderlerden olan damga vergisi menfi zarar kapsamında olup talep edilmesi yerinde değildir.
Bu suretle, davacının sözleşmenin düzenlenmesi sırasında verilen damga vergisinin davalıdan tahsili talebi ile bir kısım araçlarını piyasa fiyatları altında satmasından kaynaklanan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.