Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ... Gereçleri Tic. Ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu ... Hırdavat Mak. Tic. Ltd. ŞtL hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde adı geçene gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri, (muhatap tevziat saatlerinde adresinde bulunmadığından komşusu .. Pompa çalışanı isim ve imzadan imtina edip şifahi beyanına göre, muhatabın adresi geçici kapalı olduğundan ilgili mahalle muhtarlığına 7201 sayılı T.K.nun 21. maddesine göre 11/10/2010 tarihinde tebliğ edildi. Aynı komşusuna haber verilerek 2 nolu formül kapısına yapıştırıldı) şerhiyle 7201 Sayılı Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu şirket tarafından, müvekkilinin bir şirket olduğu, Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Nizamnamesinin 17. ve 18. maddelerine aykırı olarak yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirtilerek öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak tespit edilmesi talep edilmiştir. İcra Mahkemesince, ödeme emri " muhatap tevziat saatlerinde adresinde bulunmadığından komşusu .. Pompa çalışanına" tebliğ edilmişse de Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Nizamnamesi 18. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu buna göre, borçlunun takipten 21/02/2011 tarihi itibariyle haberdar olduğuna karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanununun l2. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları halde, tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Aynı Kanunun 2l. maddesine göre ise; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda, borçlunun adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmadığına göre tebligat memurunca tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 2l. maddesine göre yapılmasında yasaya aykırılık yoktur.
Öte yandan, hükmi şahıslar adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucuna doğurmaz. Açıklanan nedenlerle borçluya yapılan ödeme emri tebliği usulüne uygun olup takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı ile icra mahkemesine gelindiğine göre bu itiraz süreye tabii olup İİK"nun 168/5. maddesinde, belirtilen 5 günlük yasal süre geçirilerek itirazda bulunulduğundan, itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü ile takibin iptaline dair karar tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.