12. Ceza Dairesi 2019/12726 E. , 2019/11000 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 ve 62. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarih ve 2017/860 E. 2018/109 K. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas, 2016/3289 karar sayılı ilâmında “…..Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3, 62. ve 52. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına da karar verildiğinin anlaşılması karşısında, aynı eylem nedeniyle ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkûmiyet kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de; evvelce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarih ve 2017/860 E. 2018/109 K. sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05/07/2019 gün ve 94660652-105-34-9926-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas, 2016/3289 sayılı kararında “…..Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…..” şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davasının açıldığının, sanığın 89/1, 22/3, 62, 52. maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 01/03/2018 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, aynı eylem nedeniyle bir de trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanığın aleyhine olacak şekilde hüküm kurulamayacağının gözetilmemesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarih ve 2017/860 E. 2018/109 K. sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d. maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına ilişkin 1. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine "sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına" ilişkin fıkranın ilave edilmesine, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 26/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.