17. Hukuk Dairesi 2015/16439 E. , 2018/8565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
KARAR
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davalı ... yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalılar İlyas ve ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar İlyas ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde;16.06.2013 tarihinde ..."e ait, ... sevk ve idaresindeki 07 NMU 39 plakalı aracın müvekkili ..."a ait ve kendi sevk ve idaresindeki E-CC 1411 yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya, kaza sırasında alkollü olan davalı sürücünün dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarıyla sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kazada kural ihlalinin bulunmadığını, husumetin Euro Sigorta A.Ş. Ne kazaya sebep olan ... plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla yöneltildiğini, müvekkiline ait aracın kazadan sonra tamir görmeyecek derecede ağır hasar gördüğünü, kullanılamaz ve tamir edilemez hale geldiğini, bu nedenle ... Gümrük Müdürlüğüne teslim edildiğin, dolayısıyla hasarlı aracın millileştiğini, aracın rayicinin aldırılan kıymet takdir raporuna göre 19.000,00 EUR olduğunu, bu miktarın haksız fiil tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 47.076,30 TL olduğunu, davalı ... şirketinin hasar ihbarı üzerine 22.500,00 TL ödeme
yaptığını, davalı şirket temerrüde düştükten sonra ödeme yaptığından ödeme tarihine kadar işleyen 73.13 TL faizden sorumlu olduğunu, ayrıca; 01.01.2013 tarihinden itibaren araç başına maddi hasar için geçerli olan sigorta teminat limitinin 22.500,00 TL"ndan 25.000,00 TL"na çıkartıldığından davalı ... şirketinin 2.500,00 TL"lik sorumluluğunun halen devam ettiğini, araç gümrüğe terk edildiğinden sovtaj değerinin düşülmemesi gerektiğini beyanla; 24.576,30TL bakiye maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar İlyas ve ..."den, teminat limiti dahilinde kalan 2.500,00 TL"nin ise dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. Vekili, hasar bedeli davacıya ödendiğinden davanın konusuz kaldığından bahisle, davalı asıl ... yetki itirazında bulunmak suretiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı ...Ş. Yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalılar İlyas ve ... yönünden davanın kısmen kabulü ile 22.076,30 TL"nin 16.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar İlyas ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle, maddi istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri),hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrası birbiriyle uyumlu olması yanında kararın gerekçesiyle sonucu arasında da çelişki bulunmaması gereklidir. Yerel mahkemece, gerekçeli kararın gerekçesinde hasar bedeli toplam 47.000,00 TL"den davalı tarafça ödenen 25.000,00 TL"nin mahsubunda bakiye 22.000,00 TL"ndan diğer davalılar Meryem ve ..."in sorumlu oldukları, davanın 22.000,00 TL üzerinden kısmen kabulünün gerektiği belirlenerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak; kısa kararda 22.000,00 TL"nın 22.076,30 TL olarak belirtildiğinin görüldüğü ifade edilmiş, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise; davanın kısmen kabulü ile 22.076,30 TL"nin 16.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş bu suretle kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratılmıştır. Mahkemenin gerekçeli kararı ifade olunan sebeplerle, infazda tereddüt uyandıracak mahiyette olduğu gibi çelişkili bir hal taşımaktadır. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak, her bir davalının sorumluluğunun net biçimde belirlendiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Kabule göre de; davacıya ait araç yabancı plakalı olup kaza sonucu hasar görmüştür. Davacı tarafından hasarlı araç yurt dışına çıkarılamadığından Gümrük Müdürlüğü’nün yazısına göre gümrüğe kati olarak terk edilmiştir. Kazadan sonra bir Mühendislik Bürosundan aldırılan 19.07.2013 tarihli raporunda davacıya ait aracın 16.06.2013 tarihli değerlendirilmesinde 19.000,00 Euro karşılığı 47.076,30 TL değer takdir edildiği, dosyada makine mühendisi ve sigorta hukukçusu bilirkişilerden aldırılan rapora ise; hasarlanan araçla ilgili işçilikler ve yedek parçalar toplamının 41.645,79 TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, kaza
tarihi itibarıyla normal şartlarda piyasa rayici olarak belirlenen 47.000,00 TL araç değerinden davalı ... şirketi tarafından ödenen 25.000,00 TL"nın mahsubuyla davacının bakiye araç hasarının 22.000,00 TL olduğu şeklinde değerlendirme yapıldığı,davacı zararının aracın Almanya"daki olay günündeki rayiç değerine göre belirlendiği görülmüştür.
Dairemizin yerleşikleşmiş uygulamasına göre; yabancı plakalı araç kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk edildiğine göre davacı zararı, aracın Almanya"daki olay günündeki rayiç değerine göre belirlenmelidir. Bununla birlikte; eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Almanya"daki sürüm değerini davalı taraftan isteyebileceğinden mahkemece, daha az olduğu belirlenen araç onarım değeri yerine, aracın Almanya"daki sürüm değerini esas almak suretiyle davacının zararının hesaplandığı anlaşılan hatalı Bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA;(3) nolu bentte belirtilen nedenle davalı ... ve ... vekilinin temyiz sair itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar İlyas ve ..."e geri verilmesine 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.