18. Ceza Dairesi 2019/3809 E. , 2020/140 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Yaralama suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda verilen beraat kararına dair, Korkuteli(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 18/06/2013 tarih ve 2012/261 esas, 2013/316 sayılı kararın üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine,
I- Dairemizin 05/02/2018 tarih ve 2015/44696 esas, 2018/1003 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararların niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık ..."in 25/12/2016 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davasının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Katılanın aşamalardaki ifadelerinde istikrarla sanık ..."ün gelişen olayda boğazına sarılmak ve tırnaklamak suretiyle kendisini darp ettiğini beyan etmesi katılan beyanı ile uyumlu olarak katılana ait Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesince 10/09/2012 tarihinde düzenlenen adli rapor içeriğinde tarif edilen basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanmasının olması karşısında sanık hakkında atılı yaralama suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun kısmen aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2018 tarihinde oy birliğiyle” karar verilmiştir.
II- Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05/06/2018 tarih ve 2018/104 esas, 2018/394 sayılı direnme kararında;
“Tüm dosya kapsamında toplanan deliller, sanık savunması, müşteki beyanı, tanık beyanları, dosyadaki bilgi, belge ve evraklar birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar sanık ... hakkında katılana karşı alenen hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarını işlediği iddiasıyla cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama aşamasında sanığın vefat ettiği anlaşılmakla açılan kamu davasının düşmesine; sanık ... hakkında katılana karşı kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı zira dosya kapsamında ifadeleri alınan müşteki sanıklar ve tanıkların beyanları ve katılan ... Demirin olay günü otobüse bindiği andan itibaren sorunlu bir şekilde davrandığı, şoför ile bilerek tartışma çıkardığı, tartışma esnasında hiç bir yolcunun katılana fiziksel müdahalede bulunduğuna ilişkin bir delil olmadığı yalnızca katılanın soyut beyanı ile olay sonrasında almış olduğu ve yaralanmanın kim tarafından oluşturulduğu belli olmayan doktor raporuna dayanılarak sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulmayacağı, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2015/44696 esas 2018/1003 karar sayılı bozma ilamına bu sebeplerle uyulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 05/02/2018 tarih, 2015/14356 esas, 2015/12363 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
III- DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarih, 2016/1215 esas ve 2016/1747 sayılı kararı ile dosya dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla;
Somut olayda; katılanın yolcu olarak seyahat ettiği şehirlerarası otobüste, otobüs şoförünün sigara içmesi ve içeride mazot kokusu olmasından ve bu durumun da mevcut nefes darlığını tetiklediğinden dolayı otobüs şoföründen camı açmasını istemesi ve şoföründe bu isteğe karşı gelmesi üzerine başlayan tartışma zemininde, katılanın tartışmayı delillendirme amacı ile videoya çekmek için cep telefonunu açması üzerine yine aynı otobüste yolcu olarak seyahat eden sanığın, katılanın boğazına sarılıp telefonu elinden alması ve bu şekilde de de katılanın Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesince, 10/09/2012 tarihinde düzenlenen adli rapor içeriğinde tarif edildiği şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanmasının olması karşısında; mahkemenin mahkumiyet yerine beraat kararı vermesi ile Dairemizin bozma kararı doğrultusunda hüküm kurması yerine direnme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmekle;
IV- KARAR
Yukarıda açıklanan ve Dairemizin 05/02/2018 tarih, 2015/44696 esas, 2018/1003 karar sayılı kararındaki gerekçeye göre Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.