11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/16737 Karar No: 2016/688 Karar Tarihi: 28.01.2016
Resmi belgede sahtecilik - başkasının kimlik bilgilerini kullanmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/16737 Esas 2016/688 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2014/16737 E. , 2016/688 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasının kimlik bilgilerini kullanmak HÜKÜM : Mahkumiyet
I. Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezanın nitelik ve derecesi takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II. Başkasının kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 1.TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nun 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. TCK"nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece sanığın beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır. Somut olayda; Kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün infazı için çıkartılan yakalama kararı ile aranan sanığın, 10.10.2012 tarihinde yakalandığında, sahte kimlik ibraz etmek suretiyle kendisini ... olarak tanıttığı, güvenlik görevlilerinin önceden tanıyor olması nedeniyle, ... olduğunu bildiklerini söyleyerek yakalama tutanağını gerçek kimlik bilgilerine göre düzenledikleri olayda, yukarıda da açıklandığı üzere; gerçek kişi olan ..."ya herhangi bir suç isnadında bulunulmadığından, “başkasının kimlik bilgilerini kullanmak” ve “memura yalan beyanda bulunmak” suçlarının unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2. Kabule göre de; Önceden hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın, adli para cezasından hükümlülükte tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden sanık hakkında TCK"nun 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması, Yasaya aykırı, sanık ile müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.