18. Hukuk Dairesi 2015/4303 E. , 2015/17648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli .... İlçesi ... Köyü 2279 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece dava konusu taşınmazın tarım arazisi olarak kabulünde bir isabetsizlik yoksa da bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmamış, bilirkişi raporunda da taşınmazın sulu ya da kuru olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Buna göre sulu ise sulama kaynağının ne olduğu, sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama veya başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırılarak taşınmazın niteliği belirlenmeden hüküm kurulması,
./..
2015/4303-17648 -2-
2-Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen, kanıtlanmış farklı ve özel bir etkenin bulunması durumu dışında) kapitalizasyon faizi oranı % 5, kuru tarım arazilerinde ise % 6 olarak alınmaktadır. Hal böyle iken hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın değeri belirlenirken kapitalizasyon faizi oranının % 4 alınması,
Kabule göre;
3-Bilirkişi kurulu tarafından değerlendirmeye esas alınan buğday, arpa ve yulafın, 2011 yılı itibarıyla kuru ve sulu şartlarda dekar başına asgari ve azami verimini, kilogram başına toptan satış fiyatını ve ayrıntılı üretim giderleri çizelgesini (üretim maliyet cetvelini oluşturan masraf kalemlerini -özellikle motopompla sulama giderlerini- gösterir biçimde tüm harcama kalemlerini açıklayan) gösterir biçimde veri cetvelinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bilirkişi raporunun bu yönlerden denetlenmemesi,
4-Dosyada mevcut belediye başkanlığı (imar müdürlüğü) yazıları dikkate alındığında, dava konusu taşınmazın ilave mücavir alan sınırları içinde bulunduğu, köy yerleşim yerine 1.200 m mesafede ve Kızılcasöğüt Belediye Başkanlığına 2.300 m mesafede olduğu, Ankara-İzmir karayoluna cephesinin bulunduğu gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, objektif değer artışı hususunda değerlendirme yapmayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
5-Dava konusu taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan 5.559,00 m²"lik kısmında herhangi bir değer kaybı olmayacağı düşünülmeden, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda bu kısma %18,92 oranında değer kaybı verilerek yüksek bedel tespiti,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.