
Esas No: 2017/7791
Karar No: 2017/6481
Karar Tarihi: 18.09.2017
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7791 Esas 2017/6481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/11/2015 gün ve 2015/7870 - 11386 E. K. sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Orman Yönetimi ile DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile (C) harfi ile gösterilen 2407 m² yüzölçümündeki yerin yeni bir parsel sayısı verilmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairenin; 18/11/2015 gün ve sayılı ilâmıyla;
[“Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 1952 yılında yapılmış, çekişmeli yer köy boşluğu niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır. Orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada davacı adına tapuya tescile karar verilen kısmın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılarak davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün hatalı yazılarak karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “2407 m²” ibaresi hükümden çıkartılarak, bunun yerine “3407 m²” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,”] karar verilmiştir.
Davalı Orman Yönetimi vekili karar düzeltme dilekçesinde; taşınmazı niteliği itibariyle orman kadastrosu geçene kadar orman saylan yerlerden olduğu gerçek kişiler adına tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı düzeltme dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu ve eksik inceleme ile karar verildiği, idareye ait tesislerin varlığı araştırılmadığı gerekçesiyle bozulmasını istemiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemleri yerinde görülmemiştir. Şöyleki;
4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca tescil davalarının, ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılması gerekir. Hüküm tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, büyükşehir sınırları içinde yer alan Camili köyünün tüzel kişiliği sona ermiş olup, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca, yerine, bağlı bulunduğu geçmiştir. Dosya halen karar düzeltme aşamasında olup derdesttir. Bu durumda; 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, Kurşunlu köyünün bağlı bulunduğu huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde anılan kurumlar davaya dahil edilmeden, davanın esası hakkında hüküm kurulmuş, hüküm tarihinden sonra sadece köy tüzel kişiliğine gerekçeli karar ve Yargıtay ilamı tebliğ edilerek savunma hakkı da kısıtlanmıştır. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir. Bu usul eksikliğinin giderilmesi, ileri doğabilecek telafisi mümkün olmayan hukuki sonuçlar ve usuli kazanılmış haklar bakımından zorunludur.
Bu sebeplerle; 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, köy tüzel kişiliklerinin tüzel kişilikleri sona erdiğinden ve açılan davalarda temsil sıfatları bulunmadığından 4721 saylı Türk Medeni Kanununun 713. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince açılan tescil davalarında yanında yasal hasım konumunda olan il ve ilçe belediye başkanlıkları davalı sıfatı ile davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, bu nedenle dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye ve Başkanlığına tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı kendilerine savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri yazılı delilleri toplanmalı bundan sonra işin esası hakkında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı, Dairece hükmün düzeltilerek onanması yanılgıya dayalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklana nedenlerle; davalı Orman Yönetimi vekili ile vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 18/11/2015 gün ve sayılı düzeltilerek onama kararının ortadan KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 03/07/2003 gün ve 1997/139 E. - 2003/563 K. sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 18/09/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.