Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17566
Karar No: 2016/3482
Karar Tarihi: 22.03.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17566 Esas 2016/3482 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/17566 E.  ,  2016/3482 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalılar-karşı davacılar aleyhine 09.04.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı dava ile de tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 07.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar-karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 22.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar-karşı davacılar vekili Av.... ile karşı taraftan davacı-karşı davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmaza davalıların ev yapmak suretiyle elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini, yapının kal"ini ve 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin alınmasını istemiştir.
    Davalılar, taşınmazın davacı ile ortak satın alındığını ancak davacının fazla pay sahibi olması nedeniyle onun adına tescilinin yapıldığını, davacının onayı ile binanın yapıldığını, binanın yapılmasından sonra davacının sınırı belirleyen duvarı yaptığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; karşı dava ile de iyiniyetle yaptıkları bina değerininin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tamamının veya bina ile zorunlu kullanım alanının ifrazen adlarına tescilini veya bina bedelinin alınmasını istemişlerdir.
    Mahkemece, asıl davanın kabulüne; karşı davanın ise davacıların iyiniyetli olmadığı ve ifraz koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle tapu iptali tescil, binanın yıkılmasının fahiş zarar oluşturmadığı gerekçesiyle de tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Asıl dava, elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil; karşı dava TMK"nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    TMK"nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK"nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Bu üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava konusu bahçe niteliğindeki 2 parsel sayılı taşınmaz davalı ... adına tapuda kayıtlıdır. Mahallinde yapılan keşif sırasında taşınmazın maliki olan... davacılara taşınmazdan 150 m2 yer verdiğini ve davacıların daha fazla yer kullanmalarını engellemek için de duvar yaptırdığını söylemiştir. Görülüyor ki, dava konusu bina taşınmaz maliki olan davalı ..."in izni ile yapılmıştır. Bu durumda, temliken tescil isteyen davacıların iyiniyetli olduklarının kabulü gerekir. Somut olayda temliken tescil isteminin öncelikli koşulu olan iyiniyet koşulu gerçekleşmiştir.
    Hükme esas alınan 18.03.2015 günlü fen bilirkişi raporunda taşınmazın bulunduğu alanın 253,12 m2 olduğu tespit edilmiştir. İnşaat bilirkişisinin 30.03.2015 günlü raporunda taşınmazın 253,12 m2 bölümünün değerinin 15.187,20 TL; binanın ise 153.310,00 TL değerinde olduğu belirlenmiştir. Temliken tescil talebinin ikinci koşulu olan yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması koşulu da gerçekleşmiştir.
    Dava konusu 2 sayılı parselin...,....,... Köyü sınırlarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın temliken tescil istenen bölümünün ifrazının mümkün olup olmadığının belirlenmesi belediye sınırları içindeki taşınmazlarda belediye encümeninin, imar sınırları dışındaki taşınmazlarda ise il özel idaresinin görevi içerisindedir. Dolayısıyla, taşınmazın ifrazında bulunduğu yere göre yetkili kurum tespit edilerek ve fen bilirkişisine düzenlettirilecek ölçekli kroki gönderilerek ifrazının olanaklı olup olmadığı ilgili merciden sorularak belirlenmelidir.
    İfrazın olanaklı olduğunun belirlenmesi halinde, bina ve zorunlu kullanım alanından taşınmaz malikinin 150 m2 bölümü davacılara bağışlaması nedeniyle bakiye kısmın değerinin hükümden önce depo ettirilmesi için davacılara süre verilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tescil istemli davacıların elatmanın önlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ..."den alınarak davacılar... ve ..."e verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi