17. Hukuk Dairesi 2015/16381 E. , 2018/8534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 15/06/2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın, davacılardan ... eşi ve diğer davacı ..."ın annesi ..."ın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması şeklinde meydana gelen çift taraflı kazada vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için şimdilik 10.000,00 TL maddi, davacı ... için 20.000,00 TL manevi ve davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen (davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yalnızca maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 21/04/2015 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 83.004,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; meydana gelen kazada davalının kusuru olmadığını, davacıların maddi tazminata ilişkin taleplerinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminata ilişkin taleplerin ise çok yüksek olduğunu ve ticari faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının sigortalı sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, poliçeye göre teminatın her olayda ödenmesi gereken bir meblağ olmayıp gerçek kusur, gelir, destek oranında hesaplanması gerektiğini, müvekkili şirkete kaza ve hasar ihbarında bulunulmadığını ve kusur oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... İnş. Yol Yapım Madencilik San. Tic. Ltd. Şti."ne usulune uygun tebligat yapılmış, davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı ... için 83.004,00-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davalılar ... ve ... Nak. Yol Yapım İnş. Madencilik San. Tic Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi olan 15/06/2013 tarihinden itibaren, diğer davalı .... yönünden ise poliçe limiti dahilinde dava tarihi olan 18/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı eş ... için 15.000,00-TL manevi tazminat ve davacı ... için 7.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Nak. Yol Yapım İnş. Madencilik San. Tic. Ltd. Şti."nden müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda (2) nolu bentlerde belirtilen hususlar dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde asgari geçim indirimi uygulanmış asgari ücret esas alındığı gibi, pasif dönem hesabı 65 yaştan itibaren hesaplanmıştır. Pasif dönem zararının, 60 yaştan itibaren ve asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK"nun 47. maddesi) 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, ekonomik ve sosyal durum dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."e geri verilmesine 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.