19. Hukuk Dairesi 2014/16330 E. , 2015/7164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise d,e 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun (HUMK) 438/I maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.560,00 TL’dir.
Temyize konu 06.11.2013 tarihli kararda dava değerinin 14.421,37 TL olması nedeniyle, davalı vekilinin duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili bayinin Türkiye genelinde bankalara kredi kartı ve banka dağıtımı yapan davalı şirkete 20.04.2010 yılından beri hizmet verdiğini, davalı adına kartları müşterilerine teslim ettiğini, davalının 30.06.2010 tarihinde sistemi kapattığını ilan ederek bayilerin geçmişe dönük olarak alacaklarının hesap edilerek ödeneceğini bildirdiği halde bu ödemenin yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin bu ilişkiden doğan cari hesap alacağını tahsil için başlattığı ilamsız icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya takip dayanağı faturalardan dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının müvekkili şirket ile imzalamış olduğu acentelik sözleşmesinin dışına çıkarak müvekkili şirketin oluru olmaksızın başka şirketlerin acenteliğini de yaptığını, davacının acentelik sözleşmesine aykırı olarak faturalar kestiğini, davacının dağıttığı kart adedi ile düzenlediği fatura adedinin birbirini tutmadığını ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi kök ve raporlarına göre; takip dayanağı 3 adet davacı faturasının davalının usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu her 3 faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 04.10.2010 tarihi itibarıyla davalı defterlerine göre davacının davalıdan 14.422,37-TL alacaklı olduğu, her iki tarafın kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalı tarafça her ne kadar verilen hizmetten fazla fatura düzenlendiği iddia edilmiş ise de davalı tarafça dava konusu faturaların ticari defterlerine kaydından sonra hizmetin verilmediği yönündeki iddiasını destekler şekilde iade faturası kesilerek davacıya tebliğ edildiği veya bu faturalara ilişkin hizmetin verilmediği yönünde davadan veya takipten önce davacıya keşide edilmiş yazılı bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, bu nedenle bu yöndeki davalı savunmasına itibar edilemeyeceği, alınan ek bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı tarafından sözleşme kapsamında düzenlenen 3 adet faturanın, taraflar arasındaki Cari Hesap Sözleşmesinin IV/a.maddesi doğrultusunda faturaların düzenlendiği tarih olan 06.08.2010, 01.10.2010 ve 04.10.2010 tarihleri itibarıyla muaccel olduğu anlaşıldığından, davalı tarafça ödenmediği anlaşılan takibe konu 3 adet faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 14.421,37-TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek devamına, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge dosyaya ibraz edilmediğinden davacı tarafın takip talepnamesindeki işlemiş faize ilişkin talebinin reddine, kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.768,54-TL %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,reddedilen kısım üzerinden davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.