22. Hukuk Dairesi 2018/11414 E. , 2018/20343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine, işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin performans düşüklüğü sebebi ile feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işverenin performans değerlendirmesinin işyerindeki tek bir çalışanı hedef alarak yapmasının objektif kriterler ve tüm çalışanlar gözetilerek yapılmadığı; davalı işverenin, davacı işçi hesabına aktarmış olduğu kıdem tazminatı ile de iş akdini haklı veya geçerli bir nedenle feshetmediğini kabul ettiği gerekçesi ile davacının işe iadesine, fesih sendikal nedenle yapıldığından bir yıllık ücreti tutarında sendikal tazminata hükmedilmiştir. Karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 07/02/2017 tarihli ilamı ile özetle; feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunda eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozma yapılmıştır. Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, toplanan delillere dayanılarak; davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedildiği kabul edilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık feshin, sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 25. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/9-373 esas sayılı kararında; maddi bir olay niteliği taşımayan niyetin ve saikin sendikal nedenlerden kaynaklandığının ispat güçlüğü ortadadır. İşverenin dış dünyaya yansıttığı görünüşteki iradesi (geçerli veya haklı nedene dayanarak yaptığı fesih işlemi) ile gerçek iradesi arasındaki perdeyi kaldırmanın ve gerçek iradesine (saikine) ulaşarak buna hukuki sonuçlar bağlamanın tek yolu fiili karinelerdir. Sendikal fesih karinesi; işçi ve işveren tarafından işverenin görünüşteki fesih iradesinin arkasına geçerek, gerçek fesih iradesi ve amacının sorgulayacak nitelikte açık ve kesin olan, iş ilişkisinin devamı sürecinde kronolojik olarak gerçekleşen olaylardan hareketle işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyetinin işvereni fesih işlemine yönelttiği şeklinde hakimin çıkardığı sonuçlardır. Sendikal fesih karinesi iş hukukuna özgü fiili karine olup işçi ve işveren tarafının iddialarının doğruluğu hakkında hakimin kanaat oluşturmasına yarayan; çalışma yaşamı, sendikal yaşam, toplu görüşmeler, iş ilişkileri ve iş yargısı tecrübelerine dayanan değer yargılarıdır. Bu sonuçlar ve değer yargıları feshin sendika üyeliği veya sendikal faaliyet nedeniyle yapıldığı iddiasını artırıyor ise sendikal fesih karinesinin varlığı kabul edilmelidir şeklinde karar vermiştir.
Dosya içeriğine göre, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş olması isabetlidir. Ancak, davacı iş sözleşmesinin sendikal sebeple feshedildiğini iddia etmiştir. Mahkemece işveren tarafından sendikaya üye davacı işçinin baskı ile sendikadan istifa etmeye çalışıldığı, bu sebeple davacı işçinin iş akdinin sendika üyesi olması nedeniyle feshedildiği gerekçe gösterilerek sendikal tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Dosyada yer alan birleşik Metal-İş Sendikası ve Çalışma Müdürlüğü ile işverence gönderilen kayıtların incelenmesinde; davalı işyeri ile sendika arasında 01.01.2009 - 31.12.2010 tarihlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi imzalandığı, sonraki süreçte sendikanın yetkisinin düştüğü, fesih tarihinde Birleşik Metal İş Sendikasına üye sayısının 63 olduğu, fesihten sonra 2015 yılı Ekim ayı içerisinde belli tarihlerde sendikadan istifa eden işçilerin olduğu gibi sendikalı olup çalışmaya devam eden işçilerin de olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tanığı 08.03.2016 tarihli duruşmadaki beyanında, 2009 dan beri sendika temsilcisi olduğunu, işyerinde şuan itibariyle 35 sendika üyesi işçi olduğunu, 2015 yılının eylül ayında yani davacının iş akdinin fesih tarihinde işyerinde çalışan yaklaşık 62 sendika üyesi olduğunu,davacının işyerinde güvenlikçi olduğu için iş akdinin neden feshedildiğini bilmediğini, davacının işyerinde güvenlikçi olarak çalışması ve güvenlikçi olarak sendikaya üye olmasının işveren nezdinde bir güven problemi oluşturmuş olabileceğini, bu nedenle iş akdinin feshedilmiş olabileceğini, ancak bunu net olarak söyleyemeyeceğini, davacının çalıştığı dönemde işyerinde altı güvenlikçi çalıştığını, davacının dışında sendika üyesi güvenlikçi olmadığını, şu an itibariyle de sendikaya üye güvenlik personeli olmadığını ifade ettiği görülmektedir. Dosyadaki mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının sendikal faaliyette bulunduğu ve sendikal örgütlenmeye öncülük ettiği yada kendisine istifa için baskı uygulandığı ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamadığından sendikal tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 406,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27/09/2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.