12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1074 Karar No: 2019/10951 Karar Tarihi: 25.11.2019
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/1074 Esas 2019/10951 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında, davanın kısmen kabul edildiği ve davalı hazineden 1300 TL manevi tazminat alındıktan sonra davacıya verilmesine karar verdi. Davacı ve davalı vekilleri kararı temyiz etti. Davalı vekilinin temyiz istemi, temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre kesin olduğu gerekçesiyle reddedildi. Davacı vekilinin temyiz itirazları incelendi ve maddi tazminat konusunda karar verilmemesinin eksik olduğu belirtildi. Hükmedilen manevi tazminata yasal faiz uygulanması gerektiği, ancak talebin aşıldığı için haksız işlem tarihinden itibaren yasal faiz uygulandığı belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri; 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi, 21.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddeleri, 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi olarak belirtilmiştir.
12. Ceza Dairesi 2019/1074 E. , 2019/10951 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 1300 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dairemizin 11/12/2017 tarih ve 2017/5768-2017/10001 sayılı bozma ilamı öncesi, 20/11/2014 tarihli davacı hakkında takdir edilen maddi tazminata ilişkin hükmün açıkça onanmadıkça kesinleşmiş sayılamayacağı gözetilmeden, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda maddi tazminat konusunda karar verilmemiş ise de, bu hususta mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür. 21/04/2014 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 05/03/2014 olarak gösterilmesi mahallince düzeltilebilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir. Hükmedilen manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gözetilmeden, talebin aşılması suretiyle haksız işlem tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması temyiz eden tarafın sıfatı dikkate alınarak, bozma nedeni yapılmamıştır. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığına ve vekalet ücretine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.