2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/800 Karar No: 2015/4063
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/800 Esas 2015/4063 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/800 E. , 2015/4063 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Malatya 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :13.05.2014 NUMARASI :Esas no:2013/909 Karar no:2014/420
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 16.10.2014 gün ve 20736-19837 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 57.60 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi.10.03.2015 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Taşınmazın "aile konutu" olduğunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Bu konut üzerinde, lehine ipotek tesis edilen banka tacirdir. Her tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür (eTTK m. 20/2, 6102 s. TTK m. 18/2). Bu yükümlülüğü, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın fiili ve hukuki durumunu bilmeyi de gerektirir. Başka bir ifade ile davalı banka, taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumdadır. Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen, iyiniyet iddiasında bulunamaz (TMK m. 3/2). Vakıa ve karinelerden iyiniyet savında bulunamayacak durumu belirmiş olanın, kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine de lüzum yoktur (14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı İçt. Bir. Kararı). Bu açıklamalar karşısında davacıdan, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu ispat etmesi beklenemez. O halde, davacının "açık rızası" alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Bu bakımdan, davacının bu yönlere temas eden karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.