11. Hukuk Dairesi 2015/14830 E. , 2017/2583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/07/2015 tarih ve 2015/96-2015/627 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi yargılamanın yenilenmesi talebinden bulunan vekili ve davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Yargılamanın yenilenmesini talep edenler vekili, mahkemenin 2004/8009 Esas, 2005/761 karar sayılı 22/11/2005 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne ve davacıların 01/02/2002 tarih ve... Noterliğinin 5753 ve 5751 yevmiye nolu devirler dışında başkaca hisse devri yapılmadığının, davacılarının davalı şirkette halen 26 paya sahip olduklarının tespitine, buna bağlı olarak 04/06/2004 tarihli genel kurul kararlarının iptaline, koşulları oluşmayan kayyum talebinin reddine, yönetim kurulu kararlarının bağlayıcı olmadığının belirlenmesine ve hisse devir işlemine ilişkin pay defterindeki tescil kararlarının iptali ile iptal edilen hisseler itibariyle karar kesinleşinceye dek davalı yanın işlem yapmasının durdurulmasına karar verildiğini, kararın taraflarınca temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 2006/1449 Esas 2006/4625 karar sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme taleplerinin de reddedildiğine, yargılama sırasında delil olarak dosyaya kabul edilen ve kararın dayanakları arasında yer alan delillerden, müvekkilce şirket adına imzalanarak Sarıyer Vergi Dairesine verildiği iddia ve kabul olunan Kurul Ortaklarına ve Yönetim Kurulu Üyelerine ilişkin bildirim"in gerçekte ... Vergi Dairesine hiç verilmediğinin adı geçen 03/10/2014 tarihli yazısından anlaşıldığını, HMK 375. Maddesinin 1/ç bendinde, 1/d bendinde ve yine 1/h bendinde yer verilen yargılamanın iadesi sebeplerinin olduğunu, yapılan yargılama aşamasında davalılar tarafından, müvekkile şirket adına düzenlenen 05/04/2004 tarihli bu bildirimin ... tarafından imzalanarak vergi dairesine verildiğinin iddia edildiğini, bu belgenin davalıların ayrı ayrı %26 oranında hisseye sahip olduklarının delili kabul edildiği, ancak belgenin sıhhatine yönelik olarak ortaya çıkan kuşkular nedeniyle ve belge tarihi itibariyle şirket yönetim kurulu üyesi olan ... tarafından vergi dairesine yapılan müracaat üzerine verilen 03/10/2014 tarihli yazıda, talep edilen belgenin 2004 yılı gelirleri için verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamesi eklerinden olduğunun, bilgisayar kayıtlarından ilgili dönem kurumlar vergisinin beyannamesinin internet ortamında verildiği, elden verilmediğinin anlaşıldığını, bununla birlikte talep edilen ve imzanızı taşıyan bildirim föyüne tarh dosyasında rastlanmadığı şeklinde cevap verildiği, bu noktada 05/04/2004 tarihli bildirimin aslında gerçekte hiç var olmadığının anlaşıldığı bu hususun ancak mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra tespit edilebildiğini, hükme esas alınana bir delilin hiç var olmadığının anlaşıldığı, yargılamanın iadesi taleplerinin kabulü ile kararın tamamen değiştirilerek, davalıların tüm taleplerin bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Aleyhine yargılamanın yenilenmesi talep olunan ... vekili, yargılamanın iadesi istemi için ileri sürülen hususların hiçbirisinin gerçek olmayıp, yargılamanın iadesi şartlarının bulunmadığını, HMK 375. Maddesinde iade şartlarının sınırlı olarak sayıldığını, dava konusu olayın dayanağı olan şirket hisselerinin davacılar tarafından üçüncü kişilere satıldığını, aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, talebe dayanak gösterilen belgenin 05/07/2004 tarihinde davanın açılması ile birlikte dosyaya sunulduğunu davacılarının da belgeden hemen haberdar olduklarını, ancak ne dava sırasında ne de sonrasında bu belgenin sahte olduğu ya da ilgili kuruma verilmediği yönünde herhangi bir iddiada bulunulmadığı, bu itibarla bu belgeden zaten haberdar oldukları ve yeni bir belge olmadığı için zaman aşımı süresinin geçtiğini, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Aleyhine yargılamanın yenilenmesi talep olunan ... vekili, ... tarafından sunulan beyanlarda, bu belgenin kendisi tarafından imzalanmadığı ya da kuruma verilmediğine ilişkin tek bir imâda dahi bulunulmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, gerek Mahkemece, gerekse Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin hükmü onayan ilamında, 30.12.2002 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile şirket sermayesini arttırmış olmasına karşın 31.12.2002 tarihinde yapıldığı bildirilen adi yazılı devir sözleşmelerinde arttırılmış sermayeden değil, eski sermaye miktarı üzerinden devirlerin gerçekleştirilmiş bulunması, bu devirlerde payın daha önce şirket ortağı olmayan ..." a devredildiğinin belirtilmesi, oysa adı geçenin 01.02.2002 tarihli noterden yapılan hisse devirleri ile ortak olmasına, 31.12.2002 tarihli adi yazılı devir sözleşmeleri içeriğine ve davacıların 07.05.2004 tarihli yönetim kurulu toplantısında imzalarının bulunmasının yapılan ikinci devre muvafakat edildiği anlamına gelmemesine şeklinde yukarıda belirtilen ve yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak gösterilen vergi dairesine yapılan bildirim dışında başkaca belge ve delillere de dayanılarak hüküm tesis edildiği, öte yandan anılan bu belge örneği bakımından kesinleşen yargılamada yargılamanın yenilenmesini talep eden davalılar bu belgenin sahteliği yönünde bir iddiada bulunmadığı, olayda o belgenin sahteliği iddiasının belgenin aslı yada örneğinin ibrazında ileri sürülerek bu hususun o yargılamada doğrulanmasının mümkün olduğu kuşkusuz olduğu buna karşın yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davalılar bu yönde bir iddia ileri sürmedikleri gibi aksine bu belgenin içeriğindeki bilgilere yönelik ve şirket personelince yazıdaki bilgilerin hatalı olarak kaleme alındığı yönünde beyanlar ileri sürdükleri, bu itibarla hile iddiasına dayalı bir yargılamanın yenilenmesi koşuluda mevcut olmadığı, değinilen bu hususun başlı başına yargılamanın iadesi isteğinin haklı görülmesi için yeterli olmadığı, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunanların diğer beyanları ise kesinleşmiş yargılama süreci kapsamında ileri sürülen ve gerek temyiz ve gerekse karar düzeltme aşamalarında dile getirilip değerlendirilmek suretiyle kesin hükme bağlanan davadaki savunmalara ilişkin olup, bunların yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar mahkeme önüne getirilmesi de mümkün bulunmadığı, talebe dayanak yapılan belgenin aslını celbettirtme imkanı var iken ve sahteliği yönünde bir iddia da ileri sürülmemişken, bunun aksine belgenin içeriğindeki bilgiye yönelik olarak ve yukarıda belirtilen şekilde savunma ileri sürülmüş olması ve keza yukarıda belirtildiği gibi kesinleşmiş bulunan hükmün sadece bu belgeye istinaden verilmemiş olması karşısında yasada tahdidi olarak sayılan yenileme sebeplerinin olayda mevcut olmadığı, yargılamanın yenilenmesi isteminin dinlenme koşullarının bulunmadığı (mesmu olmadığı) gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemenin, gerekçeli kararı davalı ... vekiline 02/10/2015 tarihinde davacılar vekilinin temyiz dilekçesi ise 28.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, gerekçeli karar HUMK"nun 433’ncü maddesinde yazılı olan 10 günlük temyize cevap verme süresi geçirildikten sonra, davalı vekili tarafından 12.11.2015 tarihinde katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Buna göre HUMK’nun 432/4’ncü maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3-4 sayılı İBK uyarınca Yargıtay tarafından da bu konuda bir karar verilebileceğinden davalı ... vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunandan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 03/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.