9. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/42976 Karar No: 2010/741 Karar Tarihi: 21.1.2010
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/42976 Esas 2010/741 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2009/42976 E. , 2010/741 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA :Davacı, faiz alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kıdem tazminatına işlemiş faiz alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine göre; davacının 2003/154 esas, 2005/363 karar sayılı dava dosyasında kıdem tazminatının faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunduğu, mahkemece tefhim edilen kısa kararda kıdem tazminatının karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, davacı vekilinin tavzih talebi üzerine kıdem tazminatında faizin başlangıç tarihinin fesih tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, davalının temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.11.2006 tarihli kararı ile tavzih yoluyla esas hüküm değiştirildiğinden bahisle kararın bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama sonucu kıdem tazminatının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği bu kararında davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtayca onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı bu dava ile fesih tarihi ile ilk karar tarihi arasındaki süre için kıdem tazminatı faizi talebinde bulunmaktadır. Kesinleşen dava dosyasında Dairenin, tavzih ile faiz başlangıç tarihi değiştirilemez yönündeki bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Dosya içeriğine göre; davacı açmış olduğu ilk kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Buna göre davacının açmış olduğu ek davada fesih tarihi ile karar tarihi arasında işlemiş faiz alacağı talep edebileceğinin kabulü gerekir. Diğer yandan davacının kıdem tazminatının tam olarak ödenip ödenmediği, ödenmiş ise davacının faiz hakkını saklı tutup tutmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamakdır. Mahkemece bu konu üzerinde durularak şayet ödeme anrında faiz hakkı saklı tutulmuşsa, bilirkişi raporu ile hesaplanan faizin hüküm altına alınması gerekir. Böyle bir ihtirazı kayıt bulunmaması durumunda ise, asıl borcun ödenmesiyle birlikte geri bir hak olan faiz hakkının da son bulucağı gözetilerek, faiz isteğinin reddine karar verilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.