11. Hukuk Dairesi 2017/1611 E. , 2017/2582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/12/2016 tarih ve 2016/24-2016/23 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 284709 sicil nosunda kayıtlı ... Limited Şirketinin tasfiyeye girdiğini ve tasfiyenin 15/08/2000 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini, ... 17. İş Mahkemesinin 2014/128 Esas sayılı dosyasında kayıtlı davada şirketin ihyası davası açmak üzere kendisine süre verildiğini ileri sürerek ... Ltd. Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin tasfiye memuru olarak görev yaptığı süreçte TTK hükümleri gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, şirketin sicilden 2001 yılında terkin edildiğini, davacının dava tarihi itibariyle alacaklarının 10 yıllık zaman-aşımına uğramış olmasına rağmen bu kadar uzun süre sonrasında ihya davası açmasının hukuken iyi niyetle bağdaşmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 284709-0 sicil nosunda kayıtlı iken sicilden terkin edilen ... Ticaret Limited Şirketi"nin tüzel kişiliğinin ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere eski tasfiye memuru olan davalı ..."in şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili, kararın bozulması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, iş mahkemesindeki davanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescilinin zorunlu olduğu, yargılama giderinden şirketi temsilen tasfiye memurunun sorumlu olacağı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf istemi esastan red- dedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ışığında saptanan maddi vakıa ve somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde ilkderece mahkemesi"nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı ... tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ..."in temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/05/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞIOY
1- Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
2- Davacı vekili dava dilekçesinde, 2000 yılında ticaret sicilinden terkin edilen ve müvekkilinin eski işçisi olduğu ... Giyim Ltd. aleyhine 2014 yılında ... İş Mahkemesinde işçilik alacakları için dava açıldığını ve şirketin davada temsili için ihyasını sağlamak üzere kendisine yetki verildiğini beyanla şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, davalı tasfiye memuru ise, kendisinin şirketin tasfiye işlemlerini TTK’ya uygun yaptığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.
3- İlkderece mahkemesince şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına karar verilmiş, karar davalı tasfiye memurunca ... Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf olunmuş ise de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
4- Davalı tasfiye memuru hem istinaf, hem de temyiz isteminde, kendisinin tasfiye prosedürünü hukuka uygun olarak yerine getirdiğini, davacının şirket kayıt ve defterleri ile ... kayıtlarında şirket çalışanı olarak görünmediğini, alacaklı olarak da görünmediğini, tasfiye ve terkin tarihlerinde böyle bir dava ve alacak isteminin de bulunmadığını, anılan nedenlerle kendisinin dava masraflarından ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyan etmektedir.
5- Dairemiz yerleşik içtihatlarında da zikredildiği üzere, ek tasfiye davalarının yasal hasım olan Ticaret Sicili Müdürlüğü ile tasfiyede kusuru ve hatası bulunan tasfiye memurlarına yöneltilmesi gerekir (HGK 24.09.1997 T. 1997/441-649, 11 HD 04.11.2004 T. 1698-10818, 27.11.2013 T. 16285-21487).
6- Yargılama giderlerine ilişkin HMK m. 326 uyarınca, yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen taraftan alınmalıdır.
7- Yasal hasımların dava harç ve masraflarından sorumlu tutulmayacağı izahtan varestedir. Nitekim yerel mahkemece Ticaret Sicili Müdürlüğü masraflardan muaf tutulmuştur.
8- Tasfiye memurlarının ek tasfiye amacıyla ihya davalarında hasım gösterilmesi zorunluluğu yoktur. Ancak kendilerine sorumluluk isnat ediliyorsa o takdirde hasım gösterilmeleri gerekir. Hasım gösterildiklerinde ise mahkemece, tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerini gerçekleştirmede bir kusurlarının bulunup bulunmadığına bakılarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarına karar verilmelidir.
9- İhya davaları, tasfiye memurlarının veya ticaret sicili memurlarının kabulüne bağlı olmayıp, ihya koşullarının bulunup bulunmadığının mahkeme re’sen gözetilmeleri, şayet ihya koşulları oluşmamışsa veya hukuki yarar gibi dava şartlarının bulunmadığı anlaşılırsa mahkemenin davayı reddetmesi gerekir. Söz gelimi, tasfiyesi eksi bakiye ile kapatılan bir şirketin, aktifinin varlığı iddia edilmeksizin ihyasının istenilmesi hukuki yarardan yoksun sayılmalıdır.
10- Somut olayda, davadan 14 yıl önce tasfiyesi tamamlanan ve terkin işlemleri gerçekleşen şirketin ihyası davasında, davacı tarafça davalı tasfiye memuruna tasfiye işlemleriyle ilgili her hangi bir kusur ve sorumluluk isnat edilmediği gibi, ilkderece ve bölge adliye mahkemelerince de tasfiye memuruna bu yönde kusur izafe edilmeksizin davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması HMK’daki temel ilkelerle ve hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Davacı tarafın ihya isteminde haklı olması, davalının tasfiye ve terkinde haksız ve hukuka aykırı işlem yaptığı anlamına gelmez. Tam tersine, davalı savunmasında, tasfiye ve terkinde kusurunun bulunmadığını savunmuş olup, mahkemece de davalıya bir kusur izafe edilmediğine göre, davalı davadaki savunmasında haklı çıkmış ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talep etmeye hak kazanmıştır.