16. Hukuk Dairesi 2016/3596 E. , 2018/8321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi Ayazpınar Köyü çalışma alanında bulunan ve 1972 yılında yapılan ... çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... vekili davanın reddi ile taşınmaz bölümlerinin ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının ve Hazinenin tescil talebinin kısmen kabulüne, 21.07.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 5.350,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına; (A) harfi ile gösterilen 3.459,26 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 11.155,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar-ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde oluştuğu, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde ise oluşmadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve davacı tanığı; taşınmaz bölümlerinin davacıya dedesinden kaldığını, uzun yıllar dedesinin ve sonrasında ise davacının zilyetliğinde bulunduğunu, duruşmada dinlenen davacı tanıkları ise taşınmaz bölümlerinin öncesinin davacının babası ... isimli kişi tarafından kullanıldığını, ölümü ile çocuklarına kaldığını, çocukları arasında taksim yapılmadığını beyan etmişlerdir. Dosya içerisinde bulunan veraset ilamına göre baba muris ... ...’ın davacı dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu anlaşılmakta olup, yargılama sırasında mirasçılardan ... ... hariç diğer mirasçılar dosyaya vekaletname sunmuşlardır. Davacı, çekişmeli taşınmaz bölümleri hakkında önce dedesinin ve babasının sonrasında ise kendisinin zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal nedenine dayanarak müstakilen adına tescili istemiyle dava
açmış olup gerek dava dilekçesinde gerekse aşamalarda, öncesinde dedesinin zilyetliğinde olduğu anlaşılan taşınmaz bölümlerinin kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususunda açıklama yapmamış, mahkemece de bu hususta davacıdan açıklama istenmemiştir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçılardan birisi tek başına taşınmazın adına tescili için dava açamayacağı gibi bu şekilde açılan davalara diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması suretiyle devam edilmesi de mümkün değildir. Somut olayda; mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; davacı tarafından paylaşma iddiasında bulunulmadığına ve dosyaya muris baba ... mirasçısı ... dışında diğer mirasçıların sunmuş oldukları vekaletnamelerde de bu konuda bir açıklık bulunmadığına göre taşınmaz bölümlerinin, dedesinden babasına, babasından da kendisine nasıl intikal ettiği, diğer mirasçıların paylarının kendisine ne şekilde geçtiği (satış, bağış vs.) hususunda açıklama ve ispat istemektir. Davacı çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçerli bir sebeple kendisine intikal ettiğini ispat edemez ise aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekecektir. Davacı aksi yönde bir ispat sağlar ise bu kez yapılacak iş; toplanmış ya da toplanacak tüm deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar vermektir. Aktif dava ehliyetinin varlığı saptanmadan karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ... ve davalı ..."na iadesine, 26.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.