10. Ceza Dairesi 2017/1478 E. , 2021/1776 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ÇANAKKALE 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkumiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar ...’ın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, yasal süresinden sonra olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesinin 1. fıkrası ile 5271 sayılı CMK"nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek, duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğu’nun 2012/838 sırasında kayıtlı emanet hakkında talep halinde mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
A) Sanıklar ... hakkında “ uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Gerekçeli karar başlığına suç tarihlerinin, sanıklar ... yönünden “ 05.04.2012” sanık ... yönünden “ 10.04.2012” sanık ... yönünden “ 04.04.2012” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın suç tarihlerinin “ 08.04.2012, 03.04.2012, 04.04.2012, 05.04.2012, 09.04.2012, 10.04.2012, 10.05.2012, 09/2012” olarak yazılması, mahallince düzeltilmesi mümkün maddi yazım hatası olarak görülmüştür.
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşıldığından, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısı, sanık ..., sanık ..., sanık ... ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık yönünden “03.04.2012” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın suç tarihlerinin “08.04.2012, 03.04.2012, 04.04.2012, 05.04.2012, 09.04.2012,10.04.2012, 10.05.2012, 09/2012” olarak yazılması,
2) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım - satım" söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi.
3) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
C) Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık yönünden “ 03.04.2012” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın suç tarihlerinin “08.04.2012, 03.04.2012, 04.04.2012, 05.04.2012, 09.04.2012,10.04.2012, 10.05.2012, 09/2012” olarak yazılması,
2) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım - satım" söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu ve gizli soruşturmacıların 27.09.2012 tarihinde sanığın iş yeri yapılan aramadan önce, 03.04.2012, 06.04.2012 tarihlerinde sanık ...’den, uyuşturucu madde satın almaları üzerine, sanığın ""satmak için uyuşturucu madde bulundurma"" suçu belirlenmiş olduğundan, iş yeri aramasında ele geçen maddeler nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanamayacağı ve söz konusu eylemlerin bir kül halinde "satmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturması nedeniyle, sanığın üzerine atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK"nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5) Hüküm kısmında 2012/833 sırasında kayıtlı DVD’nin dosyada delil olarak saklanılmasına karar verilmişse de; ilgili emanet makbuzu dosya arasına alınmadığından ilgili emanet makbuzu dosya arasına alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
D)Sanık ... hakkında “ uyuşturucu madde ticaret yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS"ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 04.11.2016 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, bu hususun Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64. maddesinin 1. fıkrası uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, CMUK"nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
E)Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS"ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 22.09.2017 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, bu hususun Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64. maddesinin 1. fıkrası uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, CMUK"nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,08/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.