13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/23882 Karar No: 2019/1090 Karar Tarihi: 04.02.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23882 Esas 2019/1090 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıya banka aracılığıyla 13.500 TL borç para gönderdiğini ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlattığını, davalının ise takibe haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Davalı ise gönderilen paranın adi ortaklığa katılım payı olduğunu ve davacının kar payına hak kazandığını ancak ortaklığın zarar etmesi sonucu sermayenin kaybedildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yüksek Mahkeme, gönderilen paranın borç niteliği taşıyıp taşımadığının davacı tarafından ispatlanamadığına, ancak davacının yemin deliline dayandığına dikkat çekmiş, davacının yemin teklifinin hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozmuştur. Kararda HUMK'nun 440/III-1 maddesi de belirtilmiştir.
13. Hukuk Dairesi 2016/23882 E. , 2019/1090 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya banka aracılığı ile 13.500,00 TL borç para gönderdiğini açıklama kısmına gönderilen paranın borç niteliğinde olduğunun yazıldığını, ancak davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek takibe vaki itirazın iptaline alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, verilen paranın adi ortaklığa katılım payı olduğunu, davacıya karın paylaşılacağını ancak ortaklığın zarar etmesi durumunda sermayesini kaybedeceğinin açıklandığını, bu doğrultuda ortaklık kar ettiği sürece davacıya kardan pay verdiklerini, Haziran 2015"den sonra ise ortaklığın kar getirmemeye başladığını, sermayenin tamamının kaybedildiğini, bu nedenle kar dağıtılamadığını, davacının alacağının olmadığını, ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, tüketim ödüncü sözleşmesine dayanılarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dosya arasında bulunan hesap hareketleri çıktısında gönderilen paraya ilişkin açıklama kısmına "borç bedeli" yazıldığı görülmektedir. Tarafların iddia ve savunmaları dikkate alındığında havale ile gönderilen paranın borç olarak verildiği hususunda ispat yükü davacıya aittir. Dekontta yazan "borç ibaresi" ifadesi kesin olarak borç verme anlamını taşımadığına göre davacının borç para verme iddiası sübut bulmamıştır. Ancak davacı yemin deliline dayandığından, mahkemece davacıya yemin delili hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.