MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama
HÜKÜM : TCK"nın 244/2, 43, 62, 52, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ...’ın Garanti Bankası .... Şubesindeki hesabına internet yolu ile ulaşıldığı ve bu hesaptaki 4.990 TL’nin ... isimli kişinin Finansbank .... Şubesindeki hesabına ve katılan ...’nın Vakıfbank .... Şubesindeki hesabına internet yolu ile erişim sağlandığı ve hesaptaki 3.750 TL, 4.920 TL ve 4.950 TL’nin ... isimli kişinin Finansbank ...., Finansbank .... ve Finansbank .... şubelerindeki hesaplarına EFT yolu ile aktarıldığı, ...’ın Finansbank ... nezdindeki hesabından, Finansbank .... Şubesine sanık ... adına 3.400 TL lik havale yapıldığı ve bu paranın 21/06/2006 tarihinde sanık tarafından çekildiği, ...’ın Finansbank .... Şubesindeki hesabından, Finansbank ....’deki Şubesine, yine sanık ... adına 1.540 TL para havalesi yapıldığı, bu paranın da yine sanık tarafından çekilmek istenmesi sırasında durumu fark eden banka görevlisinin yaptığı ihbar sonucu sanığın güvenlik güçlerince yakalandığı, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve teselsül halinde bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama suçunu işlediğinin kabul edildiği olaylarda; katılanların sahibi oldukları banka hesaplarında bulunan parasına ulaşmak için bilişim sistemlerini araç olarak kullanan sanığın eylemlerinin, 5237 sayılı TCK 244/4. bağlamında sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme söz konusu olmadığından, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.11.2009 tarih ve 11-193/268 sayılı kararında da ayrıntıları açıklandığı üzere TCK"nın 244/4. maddesindeki suçu değil de iki kez ayrı ayrı TCK"nın 142/2-e maddesindeki bilişim sisteminin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.