23. Hukuk Dairesi 2014/6463 E. , 2015/5094 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hüküm asıl davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ...."den alacağını tahsil amacıyla .... İcra Müdürlüğü"nün 2009/14038 sayılı dosyasında yaptığı takipte borçlu adına kayıtlı taşınmazın haczedildiğini, kendisinden önce ipotek alacaklısı olan ... Bankası tarafından yapılan icra takibinde taşınmazın satıldığını, ... İcra Müdürlüğü"nce hazırlanan sıra cetvelinde yer alan davalılardan ..."un gerçekte diğer davalı ...."den herhangi bir alacağının olmadığını, ..."un davalı ..."nin yetkilisi ..."ın avukatı aynı zamanda şirket ortağı olduğunu, muvazaalı olarak aralarında bir ipotek alacak il...kisi kurulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde davalı ..."a ayrılan bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davacısı... vekili, alacaklısı oldukları ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/2144 sayılı dosyası kapsamında haciz konulan taşınmazın satışı sonrası düzenlenen sıra cetvelinin 2. sırasında yer alan davalının alacağının muvazaaya dayalı üçüncü kişilerden mal kaçırma kastıyla yapıldığını, davalının aynı zamanda borçlu şirketin de avukatlığını yaptığını, davalı ile borçlu arasında bir ticari alışveriş olmamasına rağmen varmış gibi gösterip kendisi lehine ipotek tesis ettirmesinin muvazaya delil olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...vekili, sıra cetveli itiraz davasında sıra cetvelinde pay alan alacaklılara karşı husumet yöneltilebileceğini savunarak, müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davalı borçlu ile aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, banka kayıtları incelendiğinde davalıya ipotek bedelini aşan miktarda borç verdiğinin sabit olduğunu, davalının kendisine 550.000 USD borçlu olduğunu bu nedenle taşınmaz üzerine ipotek tesis ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalı ..."un alacağının muvazaalı olduğu iddia edilmiş ise de, davalının alacağının ipotek belgesine dayandığı, resmi belge niteliğindeki ipotek belgesinin aksi ancak resmi nitelikteki delillerle kanıtlanabileceğinden davacılar tarafından alacağın muvazalı olduğunu kanıtlanamadığı ve sıra cetveline itiraz davalarının sıra cetvelinde yer almakla birlikte kendisine para isabet eden alacaklılara karşı açılacağı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı ... ile borçlu arasında yapılan 04.01.2008 tarihli ipotek senedinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İpoteğin resmi makam önünde yapılmış olması sebebiyle yapıldığı tarihin ve tarafların imzası açısından aksinin yine resmi belge ile ispat edilmesi gerekir. Ancak ipoteğe konu alacağın muvazaalı olduğuna ilişkin iddia karşısında, alacağın muvazaalı olmadığı hususunu ispat yükü davalı ipotek alacaklısı üzerindedir. Bu durumda, emsal alınan ilama da yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de; davada taraf sıfatı bulunmayan ... hakkında hüküm kurulmasıda doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ... yararına BOZULMASIN