Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4429
Karar No: 2015/5084
Karar Tarihi: 01.07.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4429 Esas 2015/5084 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/4429 E.  ,  2015/5084 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyeleri olduğunu, yönetim kurulunun müvekkillerini ve bir kısım üyeyi genel kurul toplantısına çağırmadığını, genel kurulun toplantı yeter sayısına aykırı olarak temsil edilme usulüne de uyulmadan yapıldığını, 4322 ve 4352 parsel sayılı taşınmazların satışının gündemde olmamasına rağmen bu toplantı sonunda satışının yapıldığını ileri sürerek, davalı kooperatifin 12.05.2007 tarihli genel kurul toplantısının mutlak butlanla sakat olması nedeniyle geçersizliğin tespiti ile tapu kayıtlarında en son malik olan davalı ... adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin iptali istenen genel kuruldan sonra yapılan 05.06.2010 tarihinde yapılan genel kurula istinaden taşınmazı aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı kooperatif, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; iptali istenilen satışın 2007 yılında yapılan genel kurul kararına istinaden yapılmadığı, satışın 05.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yönetim kuruluna verilen satış yetkisine istinaden 14.10.2010 tarihinde davalı ..."a yapıldığı, bu nedenle 2007 yılı genel kurul kararı için açılan bu davanın sonuçsuz kaldığı, ayrıca Kooperatifler Kanunu"nun 53/1. maddesindeki bir aylık hak düşürücü sürenin de dolduğu, davacının dava açmakta hukuki yararı kalmadığından dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava,12.05.2007 genel kurul toplantısının mutlak butlanla sakat olması sebebiyle geçersizliğinin tespiti ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 51/1. maddesi ise "Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur" hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde İkinci toplantıda nisap aranmaz" hükmünü; 2. fıkrası ise "Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır." hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK"nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti
    için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve katılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir.
    Bu nitelikteki kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
    Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların mutlak butlanı mı, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
    Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasa"nın 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini mutlak butlan olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
    Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden taraf, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da mutlak butlan sonucunu doğurmamaktadır.
    Anılan Yasa"nın 46/3. madde hükmüne göre, gündemde olmayan konular, kooperatife ortak olanların en az 1/10"unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunması ve genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınabilir.
    Somut olayda, dava konusu genel kurul kararı ikinci toplantıda alınmış, ilk genel kurul toplantısı dava konusu edilmemiş olup, ikinci toplantıda toplantı nisabı aranmayacağından ikinci toplantı bakımından sadece karar nisabının değişip değişmeyeceği üzerinde durulmalıdır. Mahkemece genel kurul toplantısına çağrılması gereken davacıların ve diğer ortakların çağrılmamasının karar nisabının etkilemediği, ancak davacıların çağrılmasında usulsüzlük bulunduğu ve/veya gündemde olmayan konunun anılan usule uyulmadan görüşüldüğü sonucuna varılması halinde bu haller butlanı değil, iptali gerektiren hallerden olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine göre, çağrılmayan ortağa genel kurulda alınan kararlara red oyu vermesi ve muhalif kalıp, keyfiyeti tutanağa geçirtme koşulları aranmaksızın iptal davası açma hakkı bahşeder. Ancak, iptal davasının yukarıda anılan hüküm gereğince toplantıyı kovalayan bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması ve bu davada da iptali istenen kararın aynı madde hükmüne göre yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun iddia edilip, kanıtlanmış olması gerekir.
    Mahkemece, dava genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemiyle açılmasına rağmen, karar nisabı bakımından yukarıda açıklanan yasa ve anasözleşme hükümleri doğrultusunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı halde davanın bir ay içinde açılması gerektiği sonucuna da varılmıştır.
    Öte yandan, 05.06.2010 tarihli genel kurulda satış yetkisi verilen taşınmazlar, dava konusu 4352 parsel ile dava konusu olmayan 4353 parsel ise de, 4352 parselin anılan davalıya hangi genel kurulu kararı uyarınca satıldığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Salt taşınmazın edinme tarihinden yola çıkılarak sonuca varılması isabetsizdir. 4322 parsel sayılı taşınmazın ise mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istenen dava konusu 12.05.2007 tarihli genel kuruldan sonra 15.12.2009 tarihinde davalı ..."a satılmış olduğu temyiz dilekçesi ve dosya kapsamı ile anlaşıldığından, mahkemenin iptali istenilen 4322 parsele ilişkin satışın da 2010 yılında yapılan genel kurul kararına istinaden yapıldığı gerekçesi de isabetli olmamıştır.
    Ne var ki, kooperatif genel kurul kararlarının ortaklara ayrıca tebliği gerekmemekte olup, genel kurulu izleyen bir ay içinde iptal davası açılmadığı ve açılıpta dava reddedilerek iptal edilmediği ya da mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmediği sürece tüm ortakları bağlayacağından bir ayın sonunda, şeklen varlık kazanmış olan kararların varlığını bilmeleri gereken ortakların, kararların sonradan her zaman, mutlak butlan ile malûl olduğunu ileri sürelebileceğinin kabulü de kooperatiflerin işleyişini zora sokabileceğinden ve güven ilkesini zedeleyebileceğinden doğru görülemez. Süre bakımından sınır, TMK"nın 2. maddesinde belirtilen iyiniyet kuralları ile çizilmelidir.
    Somut olayda, yukarıda açıklanan inceleme ve araştırma yapılsa ve satışın 12.05.2007 tarihli genel kurula dayalı olduğu ortaya çıksa dahi dava konusu genel kurulun yapıldığı 12.05.2007 tarihi ile dava tarihi arasında geçen yaklaşık beş yıllık süreden sonra çağrı usulsüzlüğü sebebiyle toplantı ve karar nisabının etkilendiği iddiasına dayalı olarak genel kurulun mutlak butlanla batıl olduğunun ileri sürülmesinin TMK"nın 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekeceğinden, sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, anılan davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi