Ceza Genel Kurulu 2015/1050 E. , 2016/342 K.
"İçtihat Metni"Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 19.06.2015
Sayısı : 168-326
Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."nın beraatine ilişkin, Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.12.2013 gün ve 774-1002 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 05.03.2015 gün ve 2909-4709 sayı ile;
"Fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında, delillerin değerlendirilmesi gereken durumlarda, sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan karar verilemeyeceği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK"nın 193. maddesinin 2. fıkrasındaki koşullar bulunmadığı halde, aynı maddenin 1. fıkrası hükmüne aykırı olarak sanığın sorgusu yapılmadan, delil değerlendirmesi yapılarak, yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 19.06.2015 gün ve 168–326 sayı ile;
"5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 195. maddesinde; suç, yalnız adli para cezasını veya adli para cezası ile birlikte müsadereyi gerektirmekte ise; sanık savunması alınmadan mahkûmiyet kararı verilebileceği öngörülmüş, keza aynı kanunun 193/2. maddesi; sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varıldığında, sorgusu yapılmamış olsa da davanın bitirilebileceği şeklinde düzenlenmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da, sanığın ifadesi alınmadan davanın bitirilebileceği kabul edilmiştir. Örnek vermek gerekirse; D.J. Harris-M. O"Boyle-C. Warbrick Law of the European Convention on Human Rights 1995 205. sayfada "Duruşmaya ilişkin etkili bir tebligat devlet tarafından yapılamamış olmakla birlikte, tebligatın yapılması için yeterince gayret gösterilmiş ise, gıyapta yargılama yapılması mümkündür" denilmek suretiyle, devletin pozitif yükümlülüğünün sınırları ortaya konulmuştur. Yargıcın, bir hukuk kuralını özü ve sözüyle uygularken, ne anlama geldiğini belirlemek üzere yaptığı en önemli işlem yorumdur. Yorum; yasama organı, yargı makamları ve bilimsel kurumlar tarafından yapılır. Yorum; subjektif, objektif, karma ve serbest olarak yapılabilir. Mantıksal yorum; bir kuralın yorumunda mantık ağı içinde, kanunun sistematiğine göre içinde bulunduğu yer ve diğer maddelerle bağlantısı dikkate alınarak yapılır. Yargıç, özellikle kuralın sözünü eksiksiz biçimde yorumlayacak, bu şekilde yasaya anlam kazandırırken, yalnızca o maddeyi değil, yasanın diğer maddelerini de dikkate alacak, yasanın tümüne egemen olan temel ilkeler doğrultusunda kuralın anlamını tespit edecektir. Yasanın sözü, onun yazılış biçiminden, kaleme alınırken kullanılan sözcüklerden ve onların sözlük anlamından çıkarılan anlamdır. Olaya uygulanacak bir madde, yalnızca yasada açık biçimde yazılı olduğu durumlarda değil, böyle bir kuralın yasanın özünden çıkarılabildiği durumlarda da uygulanacaktır. Bu açıklamalar ışığında 5271 sayılı CMK hükümleri yorumlandığında; beraat kararının gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılacaktır. Diğer taraftan, mahkememizin 26.12.2013 tarihli kararının gerekçesinde açıklandığı üzere, yakalama kararı çıkarılmak suretiyle sanığın savunmasının alınması yoluna gidildiğinde, sonuç kararın beraat olacağı bilindiğinden, CMK"nun 141 ve devamı maddeleri uyarınca tazminat davası açılması muhtemeldir. Sanık, tazminat davası açmasa dahi yakalama kararı sonucu mağdur olacağı kesindir. Sanık hakkında dava açılmasına delil olarak gösterilen 17.02.2013 tarihli tutanakta, kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiği belirtilmekle, karşılıksız yararlanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı bilindiğinden, yukarıda açıklanan gerekçe ışığında mahkememizin 26.12.2013 tarihli kararı yerindedir” gerekçesiyle, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2015 gün ve 337230 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sorgusu yapılmayan sanık hakkında beraat hükmü verilmesinin mümkün olup olmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın karşılıksız yararlanma suçundan beraatine ilişkin ilk hükmün Özel Dairece; 5271 sayılı CMK"nun 193. maddesinin 2. fıkrasındaki koşullar bulunmadığı halde, aynı maddenin 1. fıkrasına aykırı olarak sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasından sonra, yerel mahkemece sorgusunun yapılması amacıyla sanığa çağrı kağıdı tebliğe çıkarılıp bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, çağrı kağıdının tebliğ edilememesi üzerine bu kez ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2015 gün ve 168–326 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.