Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/1050
Karar No: 2016/342

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1050 Esas 2016/342 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve karşılıksız yararlanma suçundan sanığın beraat ettiği hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi tarafından yapılan incelemede, sanığın sorgusunun yapılması ve savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden, delillerin değerlendirilerek karar verilmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle bozulduğu belirtilmiştir. Ancak yerel mahkemenin yaptığı çağrı kağıdının tebliğ edilememesi üzerine ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, yerel mahkemenin son uygulaması ilk hükümde yer almayan yeni gerekçeyle hüküm kurulması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir ve doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmesi mümkün olmadığı için dosyanın tekrar Yargıtay 2. Ceza Dairesi'ne gönderilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193. maddesi (1. ve 2. fıkraları), 141. ve devamı maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2015/1050 E.  ,  2016/342 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 19.06.2015
    Sayısı : 168-326

    Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."nın beraatine ilişkin, Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.12.2013 gün ve 774-1002 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 05.03.2015 gün ve 2909-4709 sayı ile;
    "Fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında, delillerin değerlendirilmesi gereken durumlarda, sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan karar verilemeyeceği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK"nın 193. maddesinin 2. fıkrasındaki koşullar bulunmadığı halde, aynı maddenin 1. fıkrası hükmüne aykırı olarak sanığın sorgusu yapılmadan, delil değerlendirmesi yapılarak, yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 19.06.2015 gün ve 168–326 sayı ile;
    "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 195. maddesinde; suç, yalnız adli para cezasını veya adli para cezası ile birlikte müsadereyi gerektirmekte ise; sanık savunması alınmadan mahkûmiyet kararı verilebileceği öngörülmüş, keza aynı kanunun 193/2. maddesi; sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varıldığında, sorgusu yapılmamış olsa da davanın bitirilebileceği şeklinde düzenlenmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da, sanığın ifadesi alınmadan davanın bitirilebileceği kabul edilmiştir. Örnek vermek gerekirse; D.J. Harris-M. O"Boyle-C. Warbrick Law of the European Convention on Human Rights 1995 205. sayfada "Duruşmaya ilişkin etkili bir tebligat devlet tarafından yapılamamış olmakla birlikte, tebligatın yapılması için yeterince gayret gösterilmiş ise, gıyapta yargılama yapılması mümkündür" denilmek suretiyle, devletin pozitif yükümlülüğünün sınırları ortaya konulmuştur. Yargıcın, bir hukuk kuralını özü ve sözüyle uygularken, ne anlama geldiğini belirlemek üzere yaptığı en önemli işlem yorumdur. Yorum; yasama organı, yargı makamları ve bilimsel kurumlar tarafından yapılır. Yorum; subjektif, objektif, karma ve serbest olarak yapılabilir. Mantıksal yorum; bir kuralın yorumunda mantık ağı içinde, kanunun sistematiğine göre içinde bulunduğu yer ve diğer maddelerle bağlantısı dikkate alınarak yapılır. Yargıç, özellikle kuralın sözünü eksiksiz biçimde yorumlayacak, bu şekilde yasaya anlam kazandırırken, yalnızca o maddeyi değil, yasanın diğer maddelerini de dikkate alacak, yasanın tümüne egemen olan temel ilkeler doğrultusunda kuralın anlamını tespit edecektir. Yasanın sözü, onun yazılış biçiminden, kaleme alınırken kullanılan sözcüklerden ve onların sözlük anlamından çıkarılan anlamdır. Olaya uygulanacak bir madde, yalnızca yasada açık biçimde yazılı olduğu durumlarda değil, böyle bir kuralın yasanın özünden çıkarılabildiği durumlarda da uygulanacaktır. Bu açıklamalar ışığında 5271 sayılı CMK hükümleri yorumlandığında; beraat kararının gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılacaktır. Diğer taraftan, mahkememizin 26.12.2013 tarihli kararının gerekçesinde açıklandığı üzere, yakalama kararı çıkarılmak suretiyle sanığın savunmasının alınması yoluna gidildiğinde, sonuç kararın beraat olacağı bilindiğinden, CMK"nun 141 ve devamı maddeleri uyarınca tazminat davası açılması muhtemeldir. Sanık, tazminat davası açmasa dahi yakalama kararı sonucu mağdur olacağı kesindir. Sanık hakkında dava açılmasına delil olarak gösterilen 17.02.2013 tarihli tutanakta, kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiği belirtilmekle, karşılıksız yararlanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı bilindiğinden, yukarıda açıklanan gerekçe ışığında mahkememizin 26.12.2013 tarihli kararı yerindedir” gerekçesiyle, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2015 gün ve 337230 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sorgusu yapılmayan sanık hakkında beraat hükmü verilmesinin mümkün olup olmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığın karşılıksız yararlanma suçundan beraatine ilişkin ilk hükmün Özel Dairece; 5271 sayılı CMK"nun 193. maddesinin 2. fıkrasındaki koşullar bulunmadığı halde, aynı maddenin 1. fıkrasına aykırı olarak sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasından sonra, yerel mahkemece sorgusunun yapılması amacıyla sanığa çağrı kağıdı tebliğe çıkarılıp bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, çağrı kağıdının tebliğ edilememesi üzerine bu kez ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2015 gün ve 168–326 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi