Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11142
Karar No: 2017/6382
Karar Tarihi: 07.07.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/11142 Esas 2017/6382 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/11142 E.  ,  2017/6382 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili asliye hukuk mahkemesine verdiği 15/03/1973 tarihli dava dilekçesinde; 1290 tarih ve 28 noda murisi evvel adına kayıtlı taşınmazına davalı ... ...’nın vaki müdahalesinin önlenmesini ve 5 yıllık ecrimisil tutarı 500.-TL"nin tahsilini istemiştir.
    Mahkemece davacının tapusu içinde kalan taşınmaza davalıların müdahalesinin önlenmesine ve 107,14.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29/4/1976 tarih ve 1976/4237-4520 E.K. sayılı kararıyla "...davacı tapusunda yazılı sınırların arazi üzerinde bilirkişilere tarif ve iare ettirilmesi, bilirkişilerin gösteremedikleri sınırlar için tanık dinlenilmesi, fen memuruna tanzim ettirilecek ölçekli krokide tapuda yazılı sınırları ile tapu muhtevası ve hüküm konusu olan yerlerin gösterilmesi, tapuda yazılı sınırlar nizalı sahayı tamamen çevirmediği ve açık yön kaldığı takdirde tapu muhtevasının miktarıyla geçerli sayılması..." gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında yörede tapulama çalışması yapılmış, çekişmeli 201, 400 ve 401 parsel sayılı taşınmazlar davacı tarafın tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilmiş ve asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek tutanakların malik haneleri açık bırakılmak suretiyle, 402, 403 ve 404 parsel sayılı taşınmazlar da tapu kaydı miktar fazlası olduğundan söz edilerek ... adına tespit edilmiştir. Asliye Hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya tapulama mahkemesine devredilmiştir.
    Tapulama mahkemesince yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, 201, 400 ve 401 sayılı parsellerin tapulama tespitine esas olan tapu kayıt malikleri, 402, 403 ve 404 parsel sayılı taşınmazların da ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ... ile ... ... ve paydaşları tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 7. Hukuk dairesinin 13.05.1980 tarih ve 1980/4967 – 6124 E-K sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...1)Dava konusu 201, 400 ve 401 parsel sayılı taşınmazların tapulama tutanaklarında davalı oldukları belirtilerek malik haneleri boş bırakılmıştır. bu itibarla önce, dava dilekçesi ile tapulama haritaları ve paftası yerine uygulanmalı ve görevsizlikle tapulama mahkemesine aktarılan davaya konu yerlerin parsel sayıları ve tespitin kimler adına yapıldığı saptanmalıdır. Tutanakları malik haneleri boş bırakılan taşınmazların tümü ya da bir bölümü elatmanın önlenmesi davasının konusu değil ise onlar
    hakkında tapulamanın tamamlanması, tutanaklarının malik hanelerinin doldurulması, askı ilanlarının yapılması, itiraz halinde itirazların komisyonca incelenmesi ve karara bağlanması için tapulama tutanakları tapulama müdürlüğüne iade edilmelidir. Mahkemece bu yönün düşünülmemiş olması isabetsizdir.
    2)Davalılardan ... ... ve paydaşları kesin hükme dayanmışlardır. O halde sözü edilen kararlar ve dayanakları yerine uygulanmalı kapsamı belli edilmeli ve o kararların bu dava yönünden kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığı incelenmelidir.
    3)Dava konusu taşınmazların kesin hüküm kapsamında bulunmadığının saptanması halinde Tapulama Kanunu"nun 61. maddesi hükmünce genel mahkemelerden görevsizlik kararı ile tapulama Mahkemesine aktarılan davalara Tapulama Kanunu"nda yer alan usul ve esaslar çerçevesinde kaldıkları noktadan devam edilmesi gerekir. Dava dosyası tapulama mahkemesine aktarıldıktan sonra bozma kararı çerçevesinde uygulama yapılmamıştır. Bozma kararına uyulduktan sonra o kararda öngörüldüğü biçimde keşif ve uygulama yapılması yönünden lehine bozulan taraf yararına usul bakımından kazanılmış hak meydana gelir. bu nedenle bozma kararında belirtildiği gibi keşif ve uygulama yapılmalı, tapu kaydının kapsamı kesin bir biçimde belli edilmelidir. Kaldı ki sağlam bir sonuca varabilmek için de bozma kararında belirtildiği biçimde uygulama yapılmalıdır.
    4)Dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsamaması halinde kayıt kapsamı dışında kalan yerlerin Havzai Fahmiye sınırları içinde bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bu amaçla Havzai Fahmiye sınırlarını gösteren harita getirtilerek yerine uygulanmalı, tapu kaydı dışında kalan yerlerin Havzai Fahmiye sınırları içinde kaldığının saptanması halinde ise Havzai Fahmiye ile ilgili iradesinin yürürlüğe konulduğu günden 10 yıl önce başlamış ve kesintisiz süre gelmiş bulunan bir zilyetliğin var olup olmadığı araştırılmalı, bu amaçla taraflardan delil istenip toplanmalı, Havzai Fahmiye sınırları içinde kalan yerler üzerinde hakkı karar süresine ulaşan bir zilyetliği bulunmaması halinde o yerlerin tapulama dışı bırakılmasına karar verilmesi gerektiği aksi halde kazandırıcı zaman aşımı ile mülk edinme koşulları varsa Tapulama Kanununun 33. maddesinde öngörüldüğü biçimde hüküm oluşturulmalıdır.
    5) Kabul biçimine göre de yeni bir sicil oluşturmakla yükümlü olan Tapulama Hakimi vereceği kararda adlarına tescile hükmettiği kişilerden her birinin adları ile pay oranlarını tescile karar verdiği taşınmazların parsel sayıları ile yüz ölçümlerini karar yerinde birer birer göstermek ve verdiği kararını bağımsız bir biçimde infaz edilebilir halde oluşturmakla yükümlüdür. İbraz edilecek veraset belgesindeki paylar oranında mirasçılar adına tesciline biçiminde hüküm verilmiş olması da isabetsizdir..." denilmektedir.
    Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazların davalılar ... ... arkadaşları ve müşterekleri adına tapuya tesciline beyanlar hanesine 3303 sayılı Kanunun 3. maddesindeki takyidlerin aynen yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... ... mirasçısı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.04.1997 tarih ve 1997/1799 – 1899 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...bozma ilamına uyulmakla, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğacağından Mahkemece bozma gereklerinin tam anlamıyla yerine getirilmesi gerekir. Dayanak tapu kayıtlarının kapsamları değişebilir nitelikteki dere, pınar, eski koruluk (ise) sınırları itibariyle yüz ölçümleriyle geçerlidir. ...Hal böyle olunca kayıtların değişmez sınırlı oldukları ve taşınmazın tümünü kapsadıkları yolundaki Mahkemenin görüşüne katılma olanağı yoktur. Kesin hüküm konusuna gelince somut olayda davalılardan ... ... tarafından daha önce dava zilyetliğe dayalı, Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılan ve davacı ... olan 1976/152 sayılı dava ise tapuya dayalı elatmanın önlenmesi davası olduğuna göre tarafları bağlayıcı kesin bir hükmün varlığından söz etme olanağı yoktur. Diğer taraftan dava asliye hukuk mahkemesinden aktarıldığına göre 3402 sayılı Kadastro
    Kanununun 30/2.maddesi uyarınca çözümlenmesi gereken bir nitelik taşımakla, Mahkemece re"sen görülecek delillerin toplanıp taşınmazın gerçek sahibi adına tesciline karar verilmesi gerektiğinde de duraksamamak gerekir. Bu bakımdan ... idaresinin davalı taraf olmaması sonuca etkili değildir. Davalılardan ... oğlu ... ..."nın yapmış olduğu satışa değer verilebilmesi için taşınmazların taksimen kendisine isabet ettiğinin iddia olunup kanıtlanması gerekir. Bu yönden de yeteri kadar araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde dayanak tapu kayıtlarının kapsamlarının yüz ölçümleriyle geçerli olduğu ve bunlardan Eylül 1290 tarih 28 nolu olanın 201, Eylül 1290 tarih 1 nolu olanın 400 ve Eylül 1290 tarih 13 nolu tapunun ise 401 nolu parsellere miktarlarıyla revizyon gördüğü, diğer parsellerin kayıt miktar fazlası oldukları göz önünde bulundurularak 402, 403 ve 404 nolu parsellerin öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı, kim veya kimlerin hangi tarihten beri ne sıfatla zilyet bulundukları, 201, 400 ve 401 nolu parsellere konu olan yerlerin kayıt malikleri ya da mirasçıları arasında tapu dışı yolla taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise kime isabet ettiği olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, kadastro tespitlerinden önce tapuya dayalı elatmanın önlenmesi davası açılmış olmasının ... ... tarafından yapılan tapu dışı satımı bozup bozmayacağı üzerinde durulmalı, bilirkişi olarak seçilen ... mühendisi Yardımcı Doçent Doktor ...tarafından verilen rapor kendi içerisinde çelişki arz ettiğinden başka bir uzman bilirkişiden taşınmazların ... sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda teknik verilere dayalı ve kendi içerisinde tutarlı gerekçeli rapor alınmalı, iki rapor arasında aykırılık doğduğunda usulüne uygun olarak giderilmeli, taşınmazların ... sayılan yerlerden olması halinde ... idaresinin davada taraf olup olmadığına bakılmaksızın taşınmazların 3402 Sayılı Kadastro Yasası"nın 30/2.maddesi uyarınca gerçek hak sahibi ... adına ... niteliğiyle tesciline karar verilebileceği düşünülmeli, teknik bilirkişisine keşfi izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir verilmelidir..." denilmektedir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu; davacının davasının kısmen kabulü ile;
    - 21/03/2013 havale tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide;
    1- Eski 403 yeni 112 ada 30 parsel sayılı taşınmazın; (B) harfi ile gösterilen 10338.20 m² ‘lik bölümün ham toprak vasfı ile (A) harfi ile gösterilen 1296.84 m²’lik bölümünün ... vasfı ile ... adına tesciline,
    2- Eski 404 yeni 112 ada 31 parsel sayılı taşınmazın; "D" harfi ile gösterilen 6804.24 m²’lik bölümünün ham toprak vasfı ile (C) harfi ile gösterilen 4455.35 m²’lik bölümünün ise ... vasfı ile ... adına tesciline,
    3-Yine Eski 402 yeni 112 ada 32 parsel sayılı taşınmazın; (F) harfi ile gösterilen 10747.18 m²’lik bölümünün ham toprak vasfı ile, (E) harfi ile gösterilen 17766.91 m²’lik bölümünün ise ... vasfı ile ... adına tesciline,
    4-Eski 201 yeni 112 ada 33 parsel sayılı taşınmazın; tapu kaydına itibar olunmakla toplam 3110400 pay kabul edilerek kararda yazılı paylarda ... ve diğer mirasçılar adına tarla vasfıyla ve 4000 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, kadastro tutanağının davalı olan malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına,
    5-Eski 401 yeni 112 ada 35 parsel sayılı taşınmazın 3402 Sayılı Kanunun 13/A-c maddesi de dikkate alınarak tapu kaydına göre ... oğlu ... (ölü) adına tarla vasfıyla ve 2000 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline,
    6-Eski 400 yeni 112 ada 37 parsel sayılı taşınmazın; tapu kaydına itibar olunmakla toplam 4536000 pay kabul edilerek kararda belirtilen paylarda adları yazılı ..., ... (Ölü) ve diğer mirasçılar adına tarla vasfıyla ve 2000 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline ve tüm parseller için kadastro tutanağının davalı olan malik hanelerinin bu şekilde doldurulmasına, dava konusu taşınmazların altındaki madenlerin Devlete ait olduğunun tapu kayıtlarına şerhine, davacıların sair taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro (el atmanın önlenmesi ) davasıdır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 07/07/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi