23. Hukuk Dairesi 2014/8864 E. , 2015/5070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kooperatif genel kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılmasına izin, kooperatif arsasının genel kurul kararı alınmaksızın satılmış olduğunun tespiti davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 04.06.2014 gün ve 603 Esas, 4322 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı, davalı kooperatif ortağı olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 05.02.2006 tarih ve 2006/10 sayılı kararıyla, genel kurul kararı alınmaksızın, kanun ve anasözleşmeye aykırı olarak 142.500 m² alanlı tarlanın 3.922.105,00 TL"ye satın alındığını, 28.04.2012 tarihli genel kurulun bir kısım maddelerinin iptali için dava açtığını ileri sürerek, davanın ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/274 E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, dava dilekçesi ekinde sunduğu Ek:20"deki 19 maddelik gündemle genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılmasına izin verilmesini ve kooperatif arsasının genel kurul kararı ve yetki alınmaksızın 06.02.2006 tarihinde satın alındığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, birleştirilmesi talep edilen ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/274 E. sayılı dosyası ile dava dosyası arasında HMK"nın 166. maddesi bağlamında bir irtibat bulunmadığından birleştirilme talebinin yerinde olmadığı, davalı kooperatifte organ boşluğunun bulunmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 43. ve 44. maddelerindeki olağanüstü genel kurul çağrısı koşulları bulunmadığı gibi, genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin için davacının doğrudan mahkemeden istemde bulunamayacağı, ayrıca kooperatif üyesi olan davacının, halen kooperatif mülkiyetinde olan kooperatif arsasının hiçbir genel kurul kararı olmaksızın usulsüz alındığına ilişkin tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacının temyiz istemi üzerine Dairemizin 04.06.2014 tarih ve 603 E., 4322 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı tarafça, davalı kooperatif yönetim kurulunca bu hususta alınmış bir genel kurul kararı bulunmaksızın 05.02.2006 tarihinde kooperatif arsasının satın alınmasına karar verilmiş, sonrasında 06.02.2006 tarihli genel kurulda arsa ve taşınmaz satın almaya ilişkin yönetim kuruluna icazet anlamında karar alınmış ise de, toplantı nisabına uyulmaması sebebiyle bu genel kurul kararının batıl olduğu ileri sürülerek, kooperatif arsasının genel kurul kararı olmaksızın usulsüz alındığının tespiti istenmiştir.
Davacının istemi, HMK"nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olmayıp, kooperatif arsasının satın alımına ilişkin 05.02.2006 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine yöneliktir. Her ne kadar sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince kural olarak sözleşmenin iptalini ancak sözleşmenin tarafları isteyebilir ise de, sözleşmenin batıl olması durumunda ilgili kişiler bunun tespitini isteyebilirler. Buna göre somut olayda, davalı kooperatifin ortağı olan davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesinin emredici mahiyetteki hükümlerine aykırı olarak taşınmaz satın aldığı iddiasıyla ilgili kişi sıfatıyla yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini isteyebileceğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 11. HD"nin 01.11.2004 tarih ve 1474 E., 10631 K; 14.02.2005 tarih ve 2004/4501 E., 2005/1130 K; 13.02.2006 tarih ve 2005/1362 E., 2006/1253 K; 16.06.2006 tarih ve 5064 E., 7042 K; 07.06.2010 tarih ve 6305 E., 6499 K. sayılı ilamları bu yöndedir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı tarafça batıl olduğu ileri sürülen 06.02.2006 tarihli genel kurula ortak olan 9 kişinin çağrıldığı ve 7 ortağın katılımı ile kararların oybirliğiyle alındığı, ancak genel kurul toplantısından kısa süre önce 28.01.2006 tarihinde 38 kişi, 31.01.2006 tarihinde 11 kişinin daha ortaklığa alındığı ve böylece ortak sayısının 58 olduğu anlaşılmıştır. Davalı kooperatif anasözleşmesinin 28. maddesindeki, çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce yapılmasının zorunlu olduğuna ilişkin hüküm uyarınca, anılan genel kurul toplantısından yaklaşık 8-9 gün önce ortaklığa kabul edilen şahısların söz konusu toplantıya çağrılmamasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Buna göre, 06.02.2006 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlar, toplantı ve karar nisabına uygun olarak alınmış olduğundan batıl olmadığının ve yönetim kurulu kararının sonradan genel kurulca benimsendiğinin ve satın alma işleminin geçerli hale geldiğinin kabulü gerekir.
Öte yandan, davalı kooperatife 14.10.2011 tarihinde üye olan davacının, üye olduğu tarihten yaklaşık 5,5 yıl önceki genel kurul toplantısı ile ilgili butlan iddiasında bulunması da TMK"nın 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırıdır.
Bu durumda mahkemece, davacının tespit isteminin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.