Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/9770 Esas 2022/4765 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya kapsamına göre; 30/11/2013 tarihinde Aşkale İlçe Jandarma Komutanlığına inceleme dışı sanık ... isimli şahsın kullandığı araç ile çalıntı kablo taşıdığı ve Erzincan'dan ... istikametine seyir halinde olduğuna dair ihbarda bulunması üzerine suça konu kabloların ele geçirildiği, sanık ...’ın ifadesinde kabloları adını ... olarak bildiği şahıstan satın aldığını kabul ederek, adı geçen şahsın kullandığı... nolu cep telefonundan arayıp gerçek kimlik bilgilerini öğrendiğini belirterek bu bilgileri beyan ettiği; sanık ...’ın ise sözkonusu cep telefonunun kullandığını kabul ederek 16.12.2014 tarihli kolluk ifadesinde, “.. ... numaralı cep telefonu hattını kullandım yaklaşık 1 ay önce kapattırdım, 2013 yılında...nolu tlf hattım bulunan cep telefonumu, nüfus cüzdanımı, Ziraat Bankasına ait bankamatik kartımı kaybettim. Ben Erzincan ilinde Türk Telekomun işlerini yapan taşeron firmasında 1 hafta çalıştım, fiberoptik kablo çalışması yapmıştım ancak kablo çalmadım...'ı tanımam” kovuşturma aşamasındaki 08.12.2015 tarihli ifadesinde ise, “... şantiyede bulunduğum sırada telefon ile birisi aradı ve bize acil fatura lazım dedi, bende fatura verecek durumumuz yok ben patron değilim dedim, bunun üzerine şahıs bana TC numaranı söyle dedi, bende düşünemedim TC kimlik numaramı verdim. Bunun dışında kimseye kablo satmadım bana ... diye hitap etmezler...’ı tanımıyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, müşteki şirket yetkilisinin ise alınan ifadelerinde suça konu telefon kablolarının dışarıda hiçbir şekilde satılmayan ve bulunmayan kablolar olduğunu beyan ettiği, ayrıca kabloların nereden ve ne zaman çalındığının tespit edilmediği olayda; sanığın üzerine atılı hırsızlık suçundan hükümlülüğüne kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı ancak çalınan telefon kablolarıyla ilgili bağlantısı olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın suç eşyasının kabul edilmesi suçundan 5237 sayılı TCK’nın 165. maddesiyle mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 165. maddesinde tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 31.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.