Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1001 Esas 2016/3368 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1001
Karar No: 2016/3368
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1001 Esas 2016/3368 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/1001 E.  ,  2016/3368 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, 11.06.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/21 Esas sayılı dosyasında muris hakkında zorunlu geçit hakkı davası açıldığını, davada taraf teşkili sağlanmak üzere 10/06/2013 tarihli yetki belgesine istinaden muris...."a ait mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, muris ..."ın önceki soyadının...olduğu, soyadını mahkeme kararı ile değiştirdiğinin bildirildiğini, ..."ın önceki soy adının... olup olmadığı hususunda bir belgeye ulaşılamadığı, muris ...."ın soyadın... olarak değiştirdiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda
    re"sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece resen belirleneceği de kuşkusuzdur.
    Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesinde doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda; talep muris ..."ın veraset ilamının verilmesine ilişkindir. ..."ın nüfus kaydı bulunmamaktadır ancak murisin yakınları olan tanıkla...ve ...beyanlarında ..."ın...,... ... ve ... (...) isimli dört çocuğunun olduğunu belirtmişlerdir.
    Mirasçılardan .... ve...."ın nüfus kayıtları getirtilmiş ise de tanık beyanlarında adı geçen diğer mirasçılar...., ... (...) ismindeki mirasçıların nüfus kayıtları araştırılmamıştır.
    Çekişmesiz yargıya tabi veraset belgesi taleplerinde re"sen araştırma yapmak hakimin görevidir. O halde gerekirse tanıklardan da sorulmak ve zabıta araştırması yapılmak suretiyle mirasçı olarak adı bildirilen ..., .... ve.... ...)"nin nüfus kayıtları araştırılarak mirasçılık durumları hakkında değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın isetk halinde yatırana iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.