3. Hukuk Dairesi 2017/9505 E. , 2018/12131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından 01.02.2006 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 6.742,49 TL kaçak elektrik bedelinin haksız olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine, alacağın % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davaya istirdat davası devam edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının abonesiz kaçak elektrik kullandığının tutanak ile tespit edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; kaçak kullanımdan kaynaklı menfi tespit- istirdat talebine ilişkindir.
Davacı, davalı nezdinde 13.08.2005 tarihi itibariyle 10001799310 nolu şantiye abonesi olarak elektrik aboneliklerinin başladığını, aleyhine düzenlenen dava konusu kaçak tutanağında kaçak kullanım yapılan yerin Büyükşehir Belediyesi ... Gişe Yeni İlçe Otogarı olarak belirtildiği ancak tutanak konusu yerin esasen İdare Binası olduğunu burada kullanılan elektrik enerjisinin Ana İdare Binasındaki panoda bulunan sayaçtan geçtiği bu haliyle abonesiz ve sayaçsız kullanımın söz konusu olmadığını iddia etmiş, davalı ise; tutanağa dayalı borç tahakkukunun hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tutanakta belirtilen yerin gişe değil, idari bina olduğu, davacı ... adına 13.8.2005-14.1.2006 tarihleri arasında okuma yapıldığı bu nedenle abonesiz değil harici hat kullanımının söz konusu olabileceği, bunun için de harici hattın ne şekilde çekildiğinin tespitinin gerektiği, tutanakta bu hususta bir tespite yer verilmediği, abonesiz elektrik kullanımın söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Dava konusu 01/02/2006 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında; kaçak kullanım yapılan yerin Büyükşehir Belediyesi ... Gişe Yeni İlçe Otogarı şeklinde yazıldığı, kaçak kullanım şekli kısmında; “Abonenin sayacı yok. Enerjiyi direkt olarak kullanıyor. Abonesiz.” ibarelerine yer verildiği, tutanağın davalı şirket çalışanları ve tanık tarafından imzalandığı görülmüştür.
Dosya kapsamına göre; tarafların iddia ve savunmaları, keşif , bilirkişi tespit- görüşleri ve kaçak tutanağının içeriği dikkate alındığında somut uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle; kaçak tespitine konu yerin: “Büyükşehir Belediyesi ... İdare Binası” mı yoksa “İlçe Otogarı Gişesi” mi olduğunun saptanması, akabinde davacının aboneliğinin bulunup bulunmadığı, kaçak/usulsüz kullanımın mevcut olup olmadığı, kaçak/usulsüz kullanım var ise miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece; öncelikle tutanağa dayalı olarak tahakkuk ettirilen borç sebebiyle tüm belge ve deliller toplanmalı, tutanakta imzası bulunan davalı şirket çalışanları ve tanık dinlenerek, davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı yapılan itiraz da dikkate alınarak, kaçak/usulsüz kullanımın mevcut olup olmadığı, kaçak/ usulsüz kullanım var ise tutanak tarihindeki mevzuat hükümleri de dikkate alınarak borç miktarının hesaplanması konusunda, alanında uzman farklı bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.