10. Hukuk Dairesi 2017/5457 E. , 2018/7031 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 14.08.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan 32.054,50 TL peşin değerli ölüm aylığı ve 167,88 TL cenaze masrafı olmak üzere toplam 32.222,38 TL Kurum zararının teselsül ilkeleri de gözetilerek, tahsilde tekerrür olmamak ve sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi ve 2918 sayılı Kanundur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin ya da şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dâhilinde kefili durumundadır. Karayolları Trafik Kanuna göre zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunlu bulunmakla beraber, bu tür sigorta sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile sigorta sözleşmesi poliçeye bağlanmak suretiyle kurulur.
Ne var ki, sigorta şirketinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle, poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
Mahkemece, davalı ... şirketinin, hak sahiplerine poliçe limiti kapsamında ödeme yaptığı iddiası üzerinde durularak, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tarih ve miktarı dayanağı belgeler, özellikle imzalı ve onaylı dekont örnekleri getirtilerek, hangi kalem için ne kadar ödeme yapıldığı yöntemince araştırıldıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kuşkusuz, bozma sonrası yapılacak yargılamada, her ne kadar poliçe yasal limiti 50.000,00 TL olsa da, eldeki davada, davalı ve dava dışı sürücünün birlikte %100 kusurlu olduğunun ve dava dilekçesi ile teselsüle dayanıldığının belirlenmesi karşısında, dava dilekçesi ile talep edilen Kurum zararının üst limitinin 32.222,38 TL olduğu, davalı ... şirketinin sorumlu olduğu Kurum zararının miktarı belirlenirken varsa poliçe limiti kapsamında yapılan ödemelerin üst limit olan 32.222,38 TL Kurum zararından düşülmesi gerektiği gözetilmelidir.
O hâlde, davalı ... şirketi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... şirketine iadesine, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.