20. Hukuk Dairesi 2016/335 E. , 2017/6373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 17/02/2010 tarihli dava dilekçesiyle, ... köyü ... mevkiinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın müvekkili tarafından 50 yıldır malik sıfatı ile aralıksız kullanıldığını ve Medenî Kanunun 713. maddesinde belirtilen şartların müvekkili lehine oluştuğunu belirterek tapusuz taşınmazın müvekkili adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; dava edilen taşınmazın 1410, 1411 ve 1412 tapulama parselleri ile 116 ada 3, 4 ve 5 sayılı 2/B parsellerine isabet eden kısımlar yönünden davanın reddine, davacının dava konusu ettiği taşınmazın 11/05/2012 tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 7.594,14 m2"lik kısma yönelik davanın reddi ile bu kısmın ... vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dairenin 30/05/2013 tarih ve 2013/1836-6336 E-K sayılı kararıyla hükmün "1410, 1411 ve 1412 tapulama parselleri ile 116 ada 3, 4 ve 5 sayılı 2/B parsellerine ilişkin bölümü yönünden onanmasına, taşınmazın (D) ile gösterilen bölümü yönünden bozulmasına" karar verilmiştir. Davalı ... karar düzeltme talebinde bulunmuş, Dairenin 07/04/2014 tarih ve 2013/9746 E. – 2014/4137 K sayılı kararıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Dava konu taşınmazın kesinleşen ... tahdidine göre ... sınırları dışında bırakıldığı, halen fındık bahçesi olarak kullanıldığı anlaşıldığına göre; mahkemece davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve Medenî Kanunun 713/4. maddesinde belirtilen ilânların yapılarak taşınmaz üzerinde hak iddiası olanların davaya katılımı sağlanmalı ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır..." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, taşınmazın 11/05/2012 tarihli fen ve harita bilirkişisi müşterek raporlarında (D) harfi ile gösterilen 7.594,14 m²"lik kısmın kapama fındık bahçesi vasfı ile davacı ... tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede; 1976 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümleri gereğince yapılan ... kadastrosu ve 2/B çalışması 1979 yılında kesinleşmiş, 1989 yılında ise 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince yapılan çalışmalar 25/04/1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Şöyleki, 4721 sayılı TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca tescil davası, ... ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. 6100 sayılı HMK"nın 114/d maddesinde taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir. Bozma kararı tarihinden sonra yürürlüğe giren “On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair” 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Somut olaya gelince; davalılardan ... köyünün, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından, davalı köy tüzel kişiliğinin bağlı bulunduğu ... İlçe Belediyesinin ve aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülki sınırları olarak belirlendiğinden ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre bu aşamada sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 07/07/2017 günü oybirliği ile karar verildi.