17. Hukuk Dairesi 2015/16571 E. , 2018/8440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve süresi dışında davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu ticari taksi ile 30/06/2014 günü yaya geçidinde bisikletli olarak karşı tarafa geçmek isteyen davacıların murisi ... çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, davacıların manevi zarara uğradığını beyanla davacı anne ve baba için 50.000,00"er TL, davacı kardeşler için 20.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile tarafların olaydaki kusur durumları da göz önünde bulundurularak müteveffanın annesi ... için 10.000,00 TL, babası ... için 10.000,00 TL, kardeşleri ...,... için 2.500,00"er TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece verilen 14.05.2015 tarihli gerekçeli karar, davalı ..."ye 09.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği halde; davalı ... tarafından temyiz dilekçesinin HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra (29.09.2015 tarihinde) verildiği ve temyiz defterine kaydedildiği görülmektedir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı ... tarafından süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle yakınlarının manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Kazaya karışan aracın sürücüsü ve işleteni olan davalılar yönünden temerrüt tarihi kaza(haksız fiil) tarihidir. Bu durumda; mahkemece davacılar vekili dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faiz talep ettiğinden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."nin temyiz isteminin süre yönünden, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.408,85 TL kalan harcın temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ..."ye geri verilmesine 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.