14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12308 Karar No: 2016/3361 Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12308 Esas 2016/3361 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/12308 E. , 2016/3361 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.04.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı vekili, fiili taksim mevcutken önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olayda; 03.06.2014 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, davacının alacaklısı olduğu... İcra Müdürlüğünün 2011/1171 sayılı dosyasındaki 24.07.2013 tarihli haciz ve muhafaza altına alma tutanağı ile dava konusu taşınmazda aralarındaki fiili taksime göre dava dışı paydaş-borçlu ..."ün hissesine düşen 8 asma sırasının haczedilmiş olması taşınmazda fiili taksimin varlığını göstermektedir. Davanın fiili taksim nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.