(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/190 E. , 2020/7700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 2011 yılı Ocak ayında doğum yaptıktan sonra Mart ayında işe dönmesi için baskı yapıldığını, işe başladıktan sonra süt izninin kullandırılmadığını, onayı olmadan işyeri değişikliği yapıldığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyan ederek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının yeni bir iş bularak işyerinde ayrıldığını kıdem tazminatı hakkı olmadığını, fazla çalışma yapmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, Davacının iş sözleşmesini feshini ihbarlı yaptığı, ayrılma gerekçesi olarak başka bankada çalışacağını belirttiği ve ayrılma öncesi banka ile görüştüğü, haklı neden olarak gösterdiği süt izni ve fazla mesai yönünden 6 iş günü ve 1 yıllık sürenin geçmiş olduğu, şube değişikliğine ilişkin iş sözleşmesinde hüküm bulunması nedeniyle haklı olmadığı, feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, fazla mesai yönünden tanık dışında delil olmadığı, davacı ile birlikte çalışma olgusu bulunan tanıkların çalıştığı 01.01.2011-2012 yılı birinci ay arasındaki dönem yönünden 14 saat fazla mesai yaptığının usulünce ortaya konulduğu, davalının bu kalem alacağı ödediğini kanıtlayamadığı, fazla mesai ücretinin ödenmemesinin fesih için haklı neden ise de 01.01.2011-31.01.2012 arasındaki çalışma dönemi için 2012 yılı Ocak ayına kadar kullanılmadığından sonuca etkili bulunmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, iş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, kıdem tazminatına da hak kazanılamaz. Davacının imzası inkar edilmeyen ve 4857 Sayılı Kanun"un 24. maddesinde sayılan hallerden herhangi birini içermeyen 27/05/2013 tarihli ihbar önelli istifa dilekçesi ve dosya içerisindeki belgelerden davacının iş akdini istifa ile sona erdirdiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, davacının istifa dilekçesinde ödenmeyen işçilik alacağından bahsedilmediği gibi işten ayrılırken davalı bankaya verdiği ayrılan personel mülakat değerlendirme formunda ayrılma kararının gerekçelerini; yönetici ile ilgili, iş arkadaşları ile ilgili ve iş yükü ile ilgili memnuniyetsizlik olarak belirttiği, fazla mesai ücretini alamadığına ilişkin herhangi bir beyan ya da talebinin bulunmadığı, davacının başka bir bankada çalışmak için istifa ederek iş akdini sonlandırdığı ve fazla mesai ücreti alacaklarını aldığına dair ibraname imzaladığı, istifa dilekçesinde kullanılan ifadeler ile tanzim şekli ve davacının eğitim düzeyi birlikte değerlendirildiğinde istifa ve ibranamenin davacının samimi değerlendirmesi sonucu verildiği ve bilinçli olarak ihtirazi kayıt ileri sürülmediği, fazla mesai ücreti yönünden çalışma yapıldığı anlaşılan süreler için bordroların bir kısmında fazla mesai alacağının ödendiğine dair kayıt bulunduğu, fazla çalışma yapılmayan aylarda ise ihtirazi kayıt bulunmadığı, fesih tarihinden yaklaşık iki ay sonra 22/07/2013 te düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı savunmayla çelişmeyen ibranameye ilişkin olarak irade fesadı halleri ileri sürülüp ispatlanmadığı ve ibraname üzerindeki imza inkar edilmediğinden her ne kadar ibranamede her kalem yönünden miktar belirtilmemişse de, diğer belge ve bilgilerle desteklenen ibranameye itibar edilerek fazla mesaiye ilişkin bordrolarda belirtilip ödenenler haricinde davacı alacağının bulunmadığı kanaati ile davalı tarafında istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin fazla çalışmaya yönelik kararının kaldırılarak fazla çalışma alacağı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının fazla mesai ücretini aldığına dair ibraname imzaladığı, fazla mesai ücreti yönünden çalışma yapıldığı anlaşılan süreler için bordroların bir kısmında fazla mesai alacağının ödendiğine dair kayıt bulunduğu, fazla çalışma yapılmayan aylarda ise ihtirazi kayıt bulunmadığı, fesih tarihinden yaklaşık iki ay sonra 22/07/2013 te düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı savunmayla çelişmeyen ibranameye ilişkin olarak irade fesadı halleri ileri sürülüp ispatlanmadığı ve ibraname üzerindeki imza inkar edilmediğinden her ne kadar ibranamede her kalem yönünden miktar belirtilmemişse de, diğer belge ve bilgilerle desteklenen ibranameye itibar edilerek fazla mesaiye ilişkin bordrolarda belirtilip ödenenler haricinde davacı alacağının bulunmadığı kanaati ile fazla çalışma alacağının reddine karar verilmiştir.
22.07.2013 tarihli ibraname ve feragatname başlıklı belgenin incelenmesinde, davacı fazla çalışma ücretini eksiksiksiz aldığını beyan etmiş ise de fazla çalışma alacak kaleminin miktarının açıkça belirtilmediği, ibranamenin 6098 sayılı Kanun"un 420. maddesinde yer alan şartları taşımadığı ve ibranamenin hükümsüz olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında dinlenen davacı tanığı ... beyanında; davacının haftanın 5 günü sabah 08.30’da mesaiye başladığını 19.00-20.00 saatlerine kadar çalıştığını , iki haftada bir cumartesi günleri ise saat 09.00-10.00-11.00 gibi işe başladığını, akşam 16.00-18.00 saatlerine kadar çalıştığını ifade etmiştir. O halde davacının tanık ile birlikte çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere, hizmet sözleşmesi gereğince fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunun kabulüyle bir hesaplama yapılmalı, imzasız ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuklarının banka kanalıyla ödendiğinin tespiti halinde hesaplanan miktardan mahsup edilmelidir. Hatalı değerlendirmeyle fazla çalışma ücret alacağına yönelik talebin reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.