17. Hukuk Dairesi 2015/16271 E. , 2018/8422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalının maliki bulunduğu dava dışı sürücüsü idaresindeki aracın, dava dışı sürücüsü idaresindeki araca tam kusurlu olarak arkadan çarpması sonucu davalının maliki bulunduğu araçta yolcu konumunda olan müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, davacılar için ayrı ayrı 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17.04.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ olunmuş, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 17/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."e, 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 17/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ..."in tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden; dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan
acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda; murisin ölümü nedeniyle davacı anne ve baba için ayrı ayrı 35.000,00"er TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece 10.000,00"er TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı işletene ait araç sürücüsünün % 100 oranındaki kusur durumu, murisin yolcu konumunda bulunması, kaza tarihi (17/047/2012), sosyal ekonomik durum gibi hususlar dikkate alındığında, hükmedilen manevi tazminat bir miktar az olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."in tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.024,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.