10. Hukuk Dairesi 2018/4276 E. , 2018/6994 K.
"İçtihat Metni".......
Rücuan tazminat davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılardan.......avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.09.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ...... adına Av. ... ile davacı Kurum adına ....... geldiler. Diğer davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen 08.05.2014 tarihli karar, Dairemizin 24.03.2016 tarihli bozma ilamı ile “,….davalı....... kazaya karışan....plakalı aracın,.....düzenlenmiş 15.05.2000 tarih, 15016 yevmiye numaralı, 22864-2 sayılı .........kiralandığının belirttiği....... Mahkemesinin 24.06.2008 tarih, 2008/158 Esas, 2008/211 Karar sayılı dosyasında ise araç sürücüsü ..."ın alınan ifadelerinde, aracın çalıştığı şirkete ait olduğu ancak kendisinin haricen satın aldığını beyan ettiği nazara alındığında, davalı ....... veya bir başka üçüncü kişinin, kaza tarihinde kazaya konu .....plakalı aracın işleteni olup olmadığı, .......n aracı bir üçüncü kişiye kiraladığına dair bilgi ve belge bulunup bulunmadığı, ..."ın çalıştığı işyeri tespit edilerek, kazaya karışan aracın belirlenen işyerince kullanıp kullanılmadığı ile kaza yapan ..."ın aracı hangi sıfat ile kullandığı yöntemince araştırılmalı ve uyuşmazlık konusu husus hiç bir şüpheye mahal vermeden çözülerek, sonucuna göre karar verilmesi” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de, bozma kararının yerine geldiğinden bahsedilmesi olanaksızdır. ....... sözleşmesinin hükümleri ve niteliği gereğince, işleten sıfatının kiralayana ait olması bu nedenle, davalı kiraya veren ...... şirketinin işleten sıfatının olmadığı kural olarak kabul edilebilir ise de; davaya konu sözleşmedeki paraf ile sözleşmenin devam ettirilip ettirilmediği hususu net olarak belirlenmeli, bu kapsamda kazaya karışan aracın şoförünün.......olarak belirlenmesi karşısında, aracın el değiştirme zincirinin belirlenmesi ile uyulan bozma ilamlarımız çerçevesinde oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında, tüm davalıların işleten sıfatının irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Diğer taraftan, HMK 61-70 maddeleri arasında davanın ihbarı ve davaya müdahalenin usulü ve şartları yer almakta olup, taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Davayı ihbarın usul hukuku bakımından amacı, dava kendisine ihbar edilen üçüncü kişinin, davaya katılarak davayı ihbar eden tarafa yardım etmesinin sağlanmasıdır. İhbar olunan kişinin H.M.K."nın 63. maddesine göre ancak davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılma imkânı bulunmaktadır. Kendisine dava ihbar edilen üçüncü kişi davada taraf olma sıfatını kazanmaz. İhbar olunan gerçek veya tüzel kişi, derdest bir davada en fazla olarak müdahil sıfatı alabilecek kişidir ve bu nedenle de ihbar olunanın hakkında karar verilemez. Islah ile de taraf değişikliği mümkün değildir.
Eldeki davada ise, davacı Kurum karşısında davalıların ihtiyari dava arkadaşı olarak konumları dikkate alınmaksızın, bozma sonrasında ..........., dâhili dava yöntemi ile yargılamaya dâhil edilmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ...... avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan.......avukatı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ....... iadesine, 25.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......