Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/7881 Esas 2016/508 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7881
Karar No: 2016/508
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/7881 Esas 2016/508 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2015/7881 E.  ,  2016/508 K.
"İçtihat Metni"


... Genel Müdürlüğünün 21.07.2015 gün ve 2015-15220 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.09.2015 gün ve KYB. 2015/269582 sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3,000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair .... Asliye Ceza Mahkemesinin 21/01/2015 tarihli ve 2014/1011 esas, 2015/86 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında yetkilisi olduğu iddia edilen demir çelik konstrüksiyon imalatı yapan işyerinde 22/07/2014 ve 04/08/2014 tarihlerinde yapılan kontrollerde açma ve çalışma ruhsatı olmadığı halde faaliyetlerine devam ettiğinden bahisle tutulan tutanaklar üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair karar verilmiş ise de;
1-Sanığın savunmasında şirket yetkilisi olmadığını adı geçen şirkette mühendis olarak çalıştığını beyan etmesi ve sadece 04/08/2014 tarihli tutanakta imzası bulunması karşısında, sanığın şirket yetkilisi olduğuna dair araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/02/2008 tarihli ve 2006/6 MD-346 esas, 2008/25 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden 5271 sayılı Kanun"un 231/6-c maddesinde yer alan koşulun aranmayacağı cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. kitabının 3. kısmının Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlıklı 4. bölümünde yer alan 203. maddesinde düzenlenen sanığın üzerine atılı mühür bozma suçunun, zarar doğurmaya elverişli bulunmadığı gibi, suçun işlenmesiyle somut bir zararın da oluşmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartlarının oluştuğunun gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Dairemizce benimsenen Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 gün ve 10/260-281 sayılı kararında da açıklandığı üzere, sanıkla ilgili tüm deliller toplanarak değerlendirilmesi yapıldıktan sonra verilen kararlarla ilgili olarak, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulması olanaklı olmadığı somut olayda da, sanıkla ilgili tüm deliller toplanarak, takdir ve değerlendirilmesinin yapılmış olması karşısında kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamenin birinci bendindeki; ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 02.03.2010 gün ve 2010/9-47 Esas, 2010/45 Karar sayılı ilamı ile dairemizin benzer nitelikteki yerleşik kararlarında belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için objektif ve subjektif koşulların bir arada bulunmasının gerektiği, bu şartların sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmesi, daha önce kasıtlı başka suçtan sabıkasının bulunmaması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri itibariyle ve duruşmadaki tutum ve davranışlarına göre yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılması, suçun işlenmesiyle oluşan mağdur ve kamunun zararının aynen iade, tazmin ve önceki hale getirme suretiyle giderilmesinden ibaret olduğu; mahkemece sanık hakkında duruşmada edinilen kanaate dayanılarak ilerde suç işlemekten çekineceğine dair kanaat edinilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediği cihetle, ihbarnamenin ikinci bendindeki istem yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma istemlerinin REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.









Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.