17. Hukuk Dairesi 2017/529 E. , 2018/8413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, haklarında icra takibi yapılan davalı borçlular, ... ve ..."ın, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla, Özel Köprü Sağlık ve Eğitim Hizmetleri San. ve Tic. Ltd.Şti.ndeki hisselerini diğer davalı ..."e sattıklarını belirterek, hisse devri işleminin iptalini talep etmiştir.
Davalı ..., asıl alacaklı ... "tan borç para aldığını ve karşılığında senet verdiğini, ekonomik anlamda zor durumda olmasından yararlanan Cemal"in alacağının 3-4 katı senet alarak bu senetleri davacıya verdiğini, davacı ... ile ticari ilişkisi bulunmadığını, alacaklıya icra takibinden önce ödemede bulunduğunu, davacının alacağının kalmadığını, öğretmen olarak bakanlığa ataması yapıldığından hisselerini sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., diğer davalı eşi Lütfullah"ın öğretmen olarak ataması yapıldığından ve şirketi idare edemeyeceklerinden şirketteki % 85 hisselerini 85.000,00 TL karşılığında davalı ..."e devrettiklerini, 22.000,00 TL nakit aldıklarını, kalanı için davalı ..."in bankaya olan borçlarını ödemeyi taahhüt ettiğini, davalıya borcu bulunmadığını, icraya konulan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ve bu konuda açtığı ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin ... E sayılı dosyasındaki davanın devam ettiğini, davalı ..."in annesinin dayısının oğlu olduğunu, Ersin ve eşinin birikimleri bulunduğunu ve bu şekilde şirket
hisselerini devraldıklarını, Ersin"in askere gidecek olması nedeniyle, şirket müdürlüğünü ücreti karşılığında kendisinin yürüttüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davalının eşinin şirkette bir kaç yıldır öğretmenlik yaptığını, müvekkilinin üniversite mezunu olduğunu, birikimlerini değerlendirmek amacıyla hisseleri devraldığını, 22.000,00 TL peşin ödemede bulunduğunu, kalan 63.000,00 TL için diğer davalıların bankaya ait borçlarına ilişkin senetleri ay be ay ödediğini, davacının şirket alacaklarını haczettirdiğini, müvekkili tarafından ödenen para ile icra dosyasının kapandığını, aslında davacının alacağından 3 kat fazla parayı tahsil etmeye çalıştığını, gerçekte alacaklı olduğu miktarı tahsil etmiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ... İcra Müdürlüğü"nün ... takip sayılı dosyası yönünden, alacak tahsil edilmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ... İcra Müdürlüğü"nün ... ve 5808 takip sayılı dosyaları yönünden davanın kabulü ile davalılar ... ve ... ile davalı ... arasında gerçekleştirilen 31/08/2012 tarihli hisse devrine ilişkin tasarrufun iptaline, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın iptali istenen tasarruftan itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre
içinde açılmış olması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmeli, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalı, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay ön koşullar yönünden değerlendirildiğinde; davacı alacaklı ... ile dava dışı ... ın davaya konu bonolar nedeniyle yargılandıkları ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarih ve 2013/131 E-2014/632 K sayılı kararı ile tefecilik suçu nedeniyle cezalandırılmalarına karar verildiği ve dosyanın temyiz aşamasında bulunduğu, yine eldeki davada kabul kararı verilen ... İcra Müdürlüğü"nün 5808 takip sayılı dosyasında, borçlu olarak görülen davalı ... yönünden, ... İcra Hukuk Mahkemesinin 31.07.2013 tarih ve ... E-2013/363 K sayılı kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, dolayısıyla bu borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu halde, mahkemece, az yukarıda yazılı ceza davası sonucu beklenilerek, davalı ... yönünden ise, yine az yukarıda yazılı mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmak ve karar değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi uygun görülmemiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.