11. Ceza Dairesi 2014/359 E. , 2016/497 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 11 - 2012/262848
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2012
NUMARASI : 2012/500 (E) ve 2012/589 (K)
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticilerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Kanun hükümlerine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
Kabule göre de;
2-5237 sayılı TCK"nun 43. maddesine göre, aynı anda gerçekleşen fiilerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; suça konu sözleşmelerin farklı zamanlarda düzenlendiğine ilişkin delil olmadığı gibi, sözleşmelerde düzenlenme tarihlerinin bulunmaması ve hatların her ikisinin tahakkuk uygulanma şartlarının oluşmadığı, ancak belge sayısı ve çeşitliliğin temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden TCK"nun 43. maddesinin tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.01.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 13.01.2016 tarih,2014/3759 Es,2016/164 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanık hakkında başkasının kimlik bilgilerini kullanarak gerçeğe aykırı sözleşme düzenleyip kullanarak kendisi için sabit elefon hattı alması sebebiyle TCK"nun 207/1 ,62/1 ,52 maddeleriyle cezalandırılmasına ilişkin Anadolu 22.Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2012 gün ve 2012/500 Es, 2012/589 Kr. Sayılı kararı (suçun vasıflandırılması noktasında) usûl ve yasaya uygundur.
Çünkü 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun amacı “elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi”dir.
Yasanın kapsamı ise “Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ve elektronik haberleşme alt yapı ve şebekesinin tesisi ve işletilmesi ile her türlü elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin imali, ithali, satışı, kurulması, işletilmesi, frekans dahil kıt kaynakların planlaması ve tahsisi ile bu konulara ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi“ dir.
Dolayısıyla 5809 sayılı yasa elektronik haberleşme hizmeti veren gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetlerini düzenlemektedir. Aynı yasanın 56/4 maddesindeki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” şeklindeki yükümlülükte elektronik haberleşme hizmeti veren gerçek ve tüzel kişilerin sorumlu,yönetici ve çalışanlarını bağlamaktadır.
Bu kapsamda Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında hizmet alan gerçek kişilerin bu hizmeti alırken sahte belge kullanmaları ve düzenlemeleri halinde (kullanılan veya düzenlenen belgenin niteliğine göre) sahtecilik suçundan cezalandırılmaları gerekir.
Bu sebepten usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.21.01.2016