Davacı ... İnşaat Turizm ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat V. D.. tarafından, davalı S.G.K. Başkanlığı aleyhine 20/10/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, İĞDAŞ"a ait doğalgaz boru hattı inşaatını 05/08/2003 tarihinde tamamladığını, sigorta müdürlüğüne ilişiksiz belgesi almak için baş vurduğunu, müdürlük tarafından önce asgari işçilik nispetinin %23,65 olarak belirlediğini, itirazları üzerine %13,64 olarak belirlediğini, oysa yapılan iş itibariyle işçilik nispetinin %10 olduğunu, bu sebeple açtıkları davanın Bakırköy 3. İş Mahkemesi tarafından kabul edildiğini, işçilik nispetinin %10 olarak belirlendiğini, kararın kesinleştiğini, iş bitimi ile mahkeme kararının kesinleşmesi tarihine kadar geçen süreçte teminat mektuplarını iade edemediğinden bankaya fazladan komisyon ücreti ödediğini belirterek, zararının tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 125/son maddesine göre; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/b maddesi ile; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde açılacağı düzenlenmiştir.” Davalı S.G.K. Başkanlığı bir kamu tüzel kişisidir. Kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Davada ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre, davanın anılan davalıya yöneltilmesinin nedeni de hizmet kusurudur. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2) Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. (HMK 114) İdari eylem ve işlemlerden doğan uyuşmazlıklar bakımından genel görevli yargı yeri idare mehkemeleridir. Adli yargı yerleri ancak özel düzenlemelerin varlığı halinde, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevlidirler. Kural olarak idarenin zarar doğuran her türlü eylem ve işleminden doğan zararlar idari yargı yerinde dava konusu yapılmaktadır. Somut olay da bu genel kuralın istisnası niteliğinde olmadığından, hizmet kusuru nedeniyle oluşan zarardan kaynaklanan bu davanın İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekirdi. Yargı yolu, 6100 Sayılı HMK"nun 114/1-b ve 115. maddelerinde düzenlenen ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilecek olan dava şartıdır. Şu durumda, mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu durum bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 25/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.