Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/1005
Karar No: 2016/337

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1005 Esas 2016/337 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/1005 E.  ,  2016/337 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Kasten öldürme suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 81/1, 62, 53/1 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; kasten yaralama suçundan aynı Kanunun 86/1, 86/3-e, 87/3, 62 ve 53/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Erciş Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.03.2013 gün ve 179-92 sayılı, kasten öldürme suçu yönünden resen temyize tabi olan hükmün, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 21.01.2015 gün ve 6323-95 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.07.2015 gün ve 176773 sayı ile;
    "...Sanığın tarlada biçilmiş haldeki otlarının su taşkını sonucu zarar gördüğü, su kanalın kapatılmaması nedeniyle olaydan ...., ... ve ...."ı sorumlu tuttuğu, olayın bu nedenle meydana geldiği, kavga sırasında üçünün de ...."ye vurmak için koştukları, kavgada en azından 6136 sayılı Kanunun 15/2. maddesinde kalan nitelikli bıçağın kullanıldığı, sanık ve bazı tanıklara göre üçünde de bıçak olduğu açıklandığına göre, olayın meydana geliş nedenleri ve oluş birlikte değerlendirildiğinde, ... hakkında öldürme ve yaralama suçlarında tahrik hükmünün uygulanması gerektiği..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, sanık ..."nün kasten öldürme ve kasten yaralama suçları yönünden Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    CMK"nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 06.10.2015 gün ve 4044-4771 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından verilen beraat hükümleri temyiz edilmeksizin, sanıklar ... ve ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri temyiz incelemesinde onanarak kesinleşmiş, sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebi ise Özel Dairece miktar yönünden kesinlik sebebiyle reddedilmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Sanık ..."in kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarının sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanığın kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarını haksız tahrik altında işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanık ..."in olay tarihinde 49 yaşında olduğu, Van ili Çaldıran ilçesi Han köyünde çiftçilik yaptığı, maktul ..."in ise mağdur ... ve ...."ın ağabeyi olduğu, bu üç kardeşin, sanığın yeğenleri oldukları, aynı köyde ikamet ettikleri ve yan yana arazilerinin bulunduğu, olay günü şiddetli yağış sonucu meydana gelen su taşkını nedeniyle sanık ile mağdur ... ve ...."a ait taşınmazların su altında kaldığı, sanığın sabah erken saatlerde arazisine gittiği, su arkının açık kalması nedeniyle arazisinin su altında kaldığını görmesi üzerine, su yolunu yeğenlerinin açık bıraktığı zannıyla olanlardan mağdur ... ve ...."ı sorumlu tuttuğu, araziden dönerken ...."ın evinin önünde ... ve ...."la tartışma yaşandığı, araya giren şahıslar sayesinde tartışmanın sonlandırıldığı, sanığın evine döndüğü, bir süre sonra evinden çıkarak tekrar araziye doğru gittiği sırada, yeniden başlayan tartışmanın büyümesi ile çıkan kavgada, maktul ..."in ateşli silah yaralanması sonucu hayatını kaybettiği, mağdur ... ile sanığın yaralandıkları,
    İnceleme raporunda; olay yerinde üç adet 9 mm çapında boş kovan, muşta özellikli bir adet sustalı bıçak, bir adet kürek, demlik, güğüm ve beyaz bir düğmenin bulunduğu, suçta kullanılan T2467115 seri numaralı tabanca, bu tabancaya ait şarjör ve 5 adet merminin muhafaza altına alındığının bildirildiği,
    Uzmanlık raporlarında; olay yerinde bulunan üç adet boş kovanın sanığa ait tabancadan atılmış olduğu, sanığın tabancasında beş adet patlamamış merminin daha bulunduğu, tabanca ve sustalı çakıda parmak izi tespit edilemediği, mağdur ..."ın pantolunundaki atış artıklarına göre atışın uzak atış mesafesinden yapıldığı, maktulün kıyafetlerinden atış mesafesi tayini yapılamadığının belirtildiği,
    Otopsi raporunda; maktulün vücudunda sol krista iliaka üzerinde 1x1 cm ebadında çevresinde kontüzyon halkası bulunan bir adet ateşli silah mermi giriş yarasının bulunduğu, vücuda giren mermi çekirdeğinin, sağ internal iliak arter ile rektumu parçalayıp, sol iliak kemiği deldiği, ölümün pelvik kırığı ile birlikte rektum ve iliak arter hasarı sonrası gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiği bilgilerine yer verildiği,
    Mağdur ... hakkında düzenlenen adli raporda; sol bacakta ateşli silah mermi giriş yarası bulunduğu, yaralanmanın yaşamsal fonksiyonlara ağır (5.) derecede etkili sol femur subtrokanterik kırığa neden olduğu, yaşamsal tehlikeye yol açmadığı ancak basit bir tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte olduğunun belirtildiği,
    Sanık ... hakkında düzenlenen adli raporda ise; sol üst kadranda ve göğüs sol ön aksiller hatta toplam iki adet kesici delici alet yarası bulunduğu, her iki yaranın da yaşamsal tehlikeye yol açmadığı ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun bildirildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ...; maktulün eşi olduğunu, öldürme anını görmediğini, sanığı ...."ın bıçakla yaraladığını, sanıktan şikayetçi olduğunu,
    Mağdur ... kollukta; sanığın amcaları olduğunu, iki yıldır arazi meselesi nedeniyle konuşmadıklarını, sabah ağabeyi .... ile birlikte evlerinin yanındaki arazilerine gittiklerini, yoğun yağış nedeniyle arazinin su altında kaldığını gördüklerini, bu sırada sanığın yanlarına geldiğini, meydana gelen zarardan kendilerini sorumlu tutup, ana avrat küfür ettiğini, “erkekseniz gelin, siz kimsiniz, sizi öldüreceğim” gibi sözler söylediğini, kendisinin de dayanamayıp sanığa küfrettiğini, sanığın evine girip bir süre sonra oğlu Alican ile birlikte çıktığını, sanığın elinde kürek, oğlunun elinde ise dirgen bulunduğunu, ortamı yatıştırmak isteyen komşuların toplanmaya başladığını, sanığın yine .... ve kendisini kastederek “Erkekseniz gelin” diyerek küfrettiğini, bu sırada olay yerine maktul ..."in geldiğini ve sanığın üzerine koşmaya başladığını, yanına vardıktan kısa bir süre sonra sanığın maktule ateş ettiğini, kendisi olay yerine gidene kadar maktulün yere yığıldığını, yere düşerken maktulün elinde bıçak gördüğünü, bıçağı almak için hamle yaptığında sanığın kendisine de ateş etmeye başladığını, vurulduğunu, sonrasında olanları hatırlamadığını, ...."ın kavgaya karışmadığını, sadece sözlü tartışmaya katıldığını,
    Cumhuriyet savcılığında; sanığın önce kendisine ateş ettiğini, bayıldığı için maktulün nasıl vurulduğunu, sanığın bıçakla nasıl yaralandığını bilmediğini,
    Mahkemede ise; olay günü yaşanan sel nedeniyle biçilmiş otların su altında kaldığını, sanığın durumdan kendilerini sorumlu tuttuğunu, evlerine gelip hakaret ettiğini, çevrede bulunanların olayı yatıştırdıklarını, sanığın evine gidip, birkaç dakika sonra tekrar dışarıya çıktığını, küfürler ederek kendisini ve kardeşini araziye çağırdığını, “erkekseniz gelin” şeklinde sözler sarf ettiğini, bu sırada ağabeyi olan maktulün olay yerine geldiğini, konuşmak için sanığın yanına gittiği sırada, sanığın oğlu Alican"ın kürekle maktule vurmaya çalıştığını, kendisinin de olay yerine koştuğunu, bu sırada sanığın silah çıkarıp birkaç metre mesafeden kendisine ateş etmesi üzerine, vurulup yere düştüğünü, sanığın bu kez maktule ateş edip onu da vurduğunu, maktul ile sanık arasında herhangi bir boğuşma olmadığını, kendisinde bıçak olmadığını, sanığı kimin bıçakladığını bilmediğini,
    İnceleme dışı sanık ... kollukta; olay günü erken saatlerde, kardeşi olan mağdur ... ile birlikte biçilmiş otların bulunduğu arazilerine gittiklerini, arazinin su altında kaldığını görünce eve döndüklerini, kendisinin eve girdiği sırada sanığın ..."la tartışma seslerini duyduğunu, sanığın arazisinin su altında kalmasından kendilerini sorumlu tuttuğunu, evine giden sanığın 3 dakika kadar sonra oğlu Alican ile birlikte çıkarak araziye doğru gittiğini, “arazide görüşürüz” diyerek kendilerini de çağırdığını, ancak gitmediklerini, köylülerin araya girerek olay çıkmasını engellediklerini, olanlardan habersiz maktulün olay yerine geldiğini, bu kez sanığın onu da çağırdığını, maktul yanına gidince sanıkla maktulün boğuşmaya başladıklarını, ..."ın da o yöne koştuğunu, bunu gören sanığın tabancasını çıkardığını ve tabancayı görüp kaçmaya çalışan ..."a ateş ettiğini, daha sonra silahını maktule doğrultup ona da ateş ettiğini, kendisinin kimseyi kesici aletle yaralamadığını,
    Mahkemede ise; olay günü kardeşi ... ile birlikte araziye gittiğini, arazinin daha önce gelen sel suları nedeni ile ıslandığını, otların su altında kaldığını görünce köye geri döndüklerini, amcası olan sanık ..."nün de araziye gittikten sonra kendi evlerinin önüne geldiğini ve ... ile tartışmaya başladığını, ne olduğunu sorduğunda “Siz suyun önünü açık bırakmışsınız, otlarım ve arazim mahvolmuş” diye bağırıp çağırarak küfür ettiğini, mağdur ile kendisinin de sanığa küfrettiklerini, suyun önünü kendilerinin açık bırakmadıklarını, sel geldiği için arazinin sular altında kaldığını söylediklerini, münakaşa sonrası sanığın evine gittiğini, kayınbiraderi ... ile birlikte tekrar evlerinin önüne gelerek bağırıp çağırmaya başladığını, kendilerini araziye çağırdığını, ancak gitmediklerini, olayın büyümemesi için etrafta bulunan köylülerin araya girdiğini, bu sırada ağabeyi olan maktul ..."in yanlarına geldiğini, olanları anlattıklarını, maktulün "ben gider amcam .... ile konuşurum" dediğini, sanığın yanına giderken ..."ın maktule, "gitme, seni vururlar" dediğini, bu sırada sanığın silah çıkardığını, ..."ın geriye dönüp kaçmaya başladığını, sanığın tabanca ile önce 3-4 el ..."a sonra da maktule ateş ettiğini, maktul ile sanık arasında birkaç metre mesafe bulunduğunu, herhangi bir boğuşma yaşanmadığını, kardeşlerinin vurulup düştüklerini görünce kendisinin de olay yerine gitmek istediğini ancak etraftakilerin izin vermediklerini, köylülerin sanığı tutup silahı elinden aldıklarını, bu sırada kendisini tutanların elinden sıyrılıp elinde bulanan bıçak ile sanığı yaraladığını, mağdurda bıçak bulunmadığını, maktulün elinde de herhangi bir alet olmadığını,
    Tanık ... mahkemede; olay sabahı ...."ın telefon ederek kendisini çağırdığını, gittiğinde .... ve ..."ı evlerinin önünde otururken gördüğünü, kendisine “...."nün tarlasına sel gelmiş, git yardım et” dediklerini, kendisinin de “siz neden gitmiyorsunuz” diye sorduğunda dargın olduklarını söylediklerini, sanıkla mağdurun evlerinin yakın olduğunu, sanığın yanlarından geçerken kendisine ve ..."a hakaret ederek "neden suyu açık bıraktınız” dediğini, kendilerin de suyu açık bırakmadıklarını söylediklerini ancak sanığın yine de hakaret ettiğini, ..."ın da sanığa küfürle karşılık verdiğini, olayın büyümemesi için sanığı tutarak evine götürdüğünü, bu sırada ...."ın bir elinde bıçak, diğer elinde kürek olduğu halde sanığa saldırmaya çalıştığını, ancak olay yerinde bulunan kişilerin engel olduklarını, mağdurun elinde bıçak olduğunu, bir süre sonra maktulün de olay yerine geldiğini, onun da elinde bıçak olduğunu, ...."ın sanığı tarlaya çağırdığını, "orada görüşelim" diye bağırdığını, sanığın evinden çıkarak tarlaya doğru gittiği sırada önce maktulün sonra da mağdurun sanığa doğru koştuklarını, kendisinin ...."ı tuttuğunu, sanık ile mağdur ve maktul arasında boğuşma yaşanırken silah sesi duyduğunu, bunun üzerine ...."ı bırakıp olay yerinden kaçtığını, maktulün nasıl öldüğünü, yaralamaların ne şekilde gerçekleştiğini görmediğini,
    Tanık....mahkemede; sanığın evinin bulunduğu yerde kendisinin de tarlası olduğunu, olay günü ...."ın evinin önünde bir kalabalık gördüğünü, kalabalıktakilerin mağdur ..."ı ve maktulü tuttuklarını, sanığın ise kendi tarlasına doğru gittiğini, bu sırada maktulün sanığın arkasından koştuğunu, kendisinin de engel olmak maksadıyla yanlarına gittiğini, maktul ve sanığın kavga etmeye başladıklarını, boğuştukları sırada silah sesi duyduğunu, kimin ateş ettiğini bilmediğini, maktulün yere düştüğünü, düşerken maktulün elinde bıçak gördüğünü, bu sırada mağdurun da bu bıçağı almak isterken sanık tarafından ayağından vurulduğunu,
    Tanık ...; olay günü gürültü üzerine dışarıya çıktığında yaşanan münakaşayı gördüğünü, kısa süren bu tartışmadan sonra sanığın omuzunda taşıdığı kürekle çayıra doğru yöneldiğini, bu sırada maktul ve mağdurun sanığın arkasından koştuklarını, bunun üzerine sanığın dönüp belinden çıkardığı silahla bu şahıslara doğru ateş ettiğini, önce mağduru ayağından vurduğunu, sonra da maktulü vurduğunu, mağdur ve maktulün ellerinde kürek olduğunu, kendisinin bıçak görmediğini, mağdur ve maktul vurulup düştükten sonra ...."ın da bıçakla sanığı yaraladığını,
    Tanık ...; olay günü taziye ziyaretinde olduğunu, kavga çıktığı haberini alınca ... ve ... ile birlikte olay yerine gittiğini, olay yerinin kalabalık olduğunu, sanığın çayırını su bastığını söyleyerek mağdura, maktule ve ...."a küfürler ettiğini, sonra arazisine gideceğini söyleyerek olay yerinden ayrıldığını, bu sırada kendilerinin tarafları yatıştırdıklarını, sanığın dönüp tekrar olay yerine gelmesi ile mağdur, maktul ve ...."ın sanığa, sanığın da bunlara vurmak için birbirlerine doğru koşmaya başladıklarını, etrafta bulunanların engel olamadıklarını, sanığın belinden çıkardığı tabanca ile 10-15 metre mesafeden ateş ederek önce mağdur ..."ı, mağdur yere düşünce bu kez maktulü vurduğunu, ..."ın sanığın elindeki silahı aldığını, ...."ın da bu sırada sanığı bıçakladığını,
    Tanık ...; olay günü köylerinde taziyeleri olduğunu, taziye çadırının önünde maktul ile birlikte oturdukları sırada köyden birinin gelerek, sanık ve yeğenleri arasında münakaşa çıktığını söylediğini, bunun üzerine olay yerine gittiklerini, vardıklarında sanığın köy çayırlığına doğru gittiğini, bu esnada ...."a “Sen çayıra gel orada görüşelim” ...."ın da “sen git, ben geliyorum” dediğini, olay yerinde ...., ... ve maktul ..."in olduğunu, sanığın geri dönmesi ile karşılıklı sinkaflı küfürlerin edildiğini, tarafların birbirlerine doğru koşmaya başladıklarını, ayırmaya çalıştıklarını, sanığın tabancasını çıkarıp mağdura ateş ettiğini, mağdurun vurulup yere düşmesinden sonra, başkasını vurmasın diye silahını almak isterken sanığın silahı önce Sıddık Yıldız"a doğrulttuğunu sonra maktule ateş edip onu da vurduğunu, kendisinin ise başkasını vurmasın diye sanığın elinden silahı aldığını,
    Tanık ... mahkemede; olay günü öğlene doğru bağrışma sesleri duyduğunu, köylülerin koşturduklarını görünce olay yerine gittiğinde, sanık, mağdur ve maktulün yaralanmış olduklarını, maktulün hareketsiz şekilde yerde yattığını, sanığın ayakta olduğunu gördüğünü, olayın gerçekleşme anını görmediğini,
    Tanık ... mahkemede; ...."ın eşi olduğunu, olay günü sanığın tarladan gelirken evlerinin önünden geçtiğini, bu sırada "suyu niye açtınız" diyerek ... ve ...."a küfür etmeye başladığını, sözlü tartışma çıktığını, çevredekilerin müdahalesiyle sanığın evine gittiğini, bir süre sonra sanığın evlerinin önüne tekrar gelerek .... ve ..."ı çağırıp, beline sardığı şalın içindeki silahı çıkararak ..."a 5 el ateş edip, bacağından yaraladığını, daha sonra maktule doğru tabancayla 4 el ateş ettiğini, atışlardan bir tanesinin maktule isabet ettiğini, ..."ın bu sırada ...."ı tutarak olayın daha fazla büyümesini engellemeye çalıştığını, ...."ın elinden kurtulan ...."ın sanığı bıçakla yaraladığını,
    Tanık ... mahkemede; ilk kavga esnasında olay yerinde olmadığını, kavga olduğunu duyunca ... ve ... ile birlikte engel olmak için olay yerine gittiklerinde ...., mağdur ve maktülün koşarak sanığa hücum ettiklerini gördüğünü, engel olmaya fırsat bulamadan, sanığın tabancası ile ateş ederek mağdur ve maktulü yaraladığını, sadece ...."ın elinde bıçak olduğunu, bıçakla yaralama olayını görmediğini,
    Tanık ... mahkemede; sanıkla mağdur ... arasında kavga çıktığını, mağdur sanığa saldırınca, sanığın da tabancayla ateş ettiğini, mağdurun yaralanıp yere düştüğünü, bunun üzerine maktulün sanığa saldırdığını, sanığın bu kez maktule ateş ettiğini, ...."ın da bıçakla sanığı yaraladığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... kollukta susma hakkını kullanmış, Cumhuriyet savcılığında; olay günü sabah saat 05.00 sıralarında kendisine ait araziye gittiğini, arazisinin sular altında kaldığını gördüğünü, evine dönerken yeğenleri mağdur ... ve ...."ın evlerinin önünde kendisine gülmeye başladıklarını, neden güldüklerini sorunca küfür ettiklerini, evine gidip yağmur nedeniyle ıslanan giysilerini değiştirdiğini, saat 09.00 civarında tekrar araziye gittiğini, giderken arkasına baktığında ...., mağdur ve maktulün koşarak kendisine doğru geldiklerini gördüğünü, .... ve mağdurda bıçak olduğunu, maktulde ise kürek bulunduğunu, mağdurun kendisine yönelik bıçaklı saldırısı üzerine korunmak için tabancasıyla ayağına ateş ettiğini, mağdur vurulunca bu kez maktulün kendisine kürekle saldırdığını, yine ...."ın bıçakla kendisini yaraladığını, silahı elinden almak için çekiştirdiği esnada silahın ...."ın elinde iken ateş aldığını, bu şekilde maktulün kazaen vurularak öldüğünü,
    Mahkemede ise; yeğenleri .... ve ..."ın aynı mevkide arazilerinin bulunduğunu, su kanalından sulama yaptıklarını, olay öncesinde yeğenlerinin su kanalının önünü açarak, suyu akıttıklarını, olay tarihinde de yoğun yağış nedeniyle sel meydana geldiğini, sabah erken saatlerde araziye gidip baktığında, yine su kanalının önünün açık olduğunu bu yüzden hem kendi arazisinde hem de yeğenlerinin arazisinde bulunan biçilmiş otların zarara uğradığını, suyun çok yüksek seviyede akmaya devam ettiğini gördüğünü, oğlu Alican ile beraber suya müdahale ettiklerini, 4-5 saat uğraşarak suyun önünü kapattıklarını, daha sonra üzerini değiştirmek üzere eve döndüğünü, evinin önündeyken yanına kayınbiraderi ..."ın geldiğini, ...."a “Şerefsiz, suyun önünü açık bırakıyorsunuz işte böyle mahsulümüz zarar görüyor” dediğini, mağdur ..."a hitaben de “Yetim, boynu eğri” anlamına gelen bir kelime sarf ettiğini, bunun dışında hakaret içeren söz kullanmadığını, giysilerini değiştirip tekrar araziye doğru giderken arkasına baktığında maktul önde olmak üzere arkada .... ve ..."ın kendisine saldırmak için üzerine geldiklerini gördüğünü, maktulün önden gelerek elinde bulunan bıçak ile kendisini koltuk altından ve karın boşluğundan yaraladığını, kendini savunmak için taşıdığı ruhsatsız tabancasını çıkarttığını, bu sırada maktulün tabancayı tuttuğunu, boğuşma sırasında tabancanın ateş aldığını ve maktulün yere düştüğünü, bunun üzerine ..."ın, maktulün elinden düşen bıçağı almak için hamle yaptığını, kendisinin de bıçağı almasını engellemek amacıyla ..."ın ayak bölgesine ateş ettiğini, çevrede bulunanların .... ve diğerlerini tuttuklarını, .... ve ..."ın elinde bıçak olmadığını, kendisini maktulün yaraladığını,
    Savunmuştur.
    Türk Ceza Kanununun 29. maddesinde haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenmiştir.
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu halde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik halinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
    Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
    b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumun tepkisi olmalı,
    d) Haksız tahrik teşkil eden eylem, mağdurdan sadır olmalıdır.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, 765 sayılı Kanunda yer alan "ağır–hafif tahrik" ayırımına son verilmiş; tahriki oluşturan eylemin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi yapılıp, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurularak, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
    Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere; gerek fail, gerekse mağdur ya da maktulün karşılıklı haksız davranışlarda bulunması halinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağdur ya da maktulü tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, gerçekleştirdiği fiille karşılaştırıldığında aşırı bir hal almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Olay günü yağan şiddetli yağmur sonucu meydana gelen su taşkını ile sanığın tarlasında bulunan biçilmiş otların ıslanarak zarar gördüğü, sanığın bu olay nedeniyle su yolunu açık bıraktıklarını düşündüğü yeğenleri mağdur ... ile ...."ı sorumlu tuttuğu, ...."ın evinin önünde mağdura ve ...."a hakaret etmesi ile taraflar arasında çıkan tartışmanın araya giren şahıslar tarafından sonlandırıldığı, evine giden sanığın tekrar tarlasına gideceği sırada yeniden mağdur ve .... ile tartışmaya başladığı, hakaret ve tahrik edici sözlerle tarlaya çağırdığı, olay yerine maktulün de gelmesi üzerine sanığın belinden çıkardığı tabanca ile ateş ederek mağduru bacağından yaraladığı, maktulü ise tek isabetle öldürdüğü, ...."ın da sanığı bıçakla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılan olayda; sanık her ne kadar tarlasının ve kurumaya bıraktığı biçilmiş otlarının su altında kalıp zarar görmesine mağdur ... ve kardeşi ...."ın sebep olduğu zannına kapılmış ise de; dosya kapsamı ile desteklenemeyen bu zan ile sanığın mağdur ve ...."a hakaretlerde bulunarak, ölüm ve yaralanma ile neticelenen kavgayı başlatması, bu şekilde ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığının anlaşılması karşısında, sanık lehine haksız tahrik hükmünü uygulamayan yerel mahkeme ile söz konusu hükmü onayan Özel Daire ilamında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi