12. Ceza Dairesi 2019/536 E. , 2019/10825 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükununu bozma
Hükümler : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/1, 53/1-2. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı TCK’nın 123, 53/1-2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdur ...’in, resmi nikahlı eşinden gizlice gayriresmi olarak beraber olduğu sanık ...’dan 12.07.2015 tarihinde ayrıldığını; ancak, sanığın peşini bırakmayıp, internet üzerinden ve telefonla aramak suretiyle rahatsız ettiğini, sanığın, belden yukarısı çıplak olan ve eşine de gönderdiği fotoğrafını Kakao Talk isimli programda duvar resmi olarak paylaşmasından dolayı intihara teşebbüs ettiğini ve bu nedenle polis merkezinde ayrıca ifadesinin alındığını beyan etmesi, mağdur ...’in resmi nikahlı eşi olan Münevverin, 2015 yılının Ağustos ayında eşinin sanıkla ilişkisi olduğunu öğrendiğini; ancak, eşiyle müşterek üç çocuklarının olması nedeniyle evliliklerinin sona ermemesi için çabaladığını, bu sebeple sanıkla birbirlerine gönderdikleri karşılıklı hakaret içeren mesajların olduğunu, sanığın, 18.12.2015 günü saat 18:52’de eşinin yarı çıplak resmini kendisine gönderdiğini, eşinin yaşananlardan dolayı bunalıma girerek 21.12.2015 tarihinde intihara teşebbüs ettiğini ve konuyla ilgili polis merkezinde ayrıca ifade verdiklerini beyan etmesi, şikayete konu olan fotoğrafın 18 Aralık’ta “A kullanıcısının eski profil fotoğrafı” ibarelerini içeren belgede yer aldığını gösteren ekran resmi örneği, mağdurun arkadaşı olup, soruşturma evresinde de bilgisine başvurulan tanık Harun’un, duruşmanın 08.04.2016 tarihli ilk oturumundaki; “...Müşteki arkadaşım olur, müşteki bir dönem Aslı ile birlikte yaşadı, daha sonra ayrıldı, sonraki süreçte Aslı telefon ile beni aradı, müştekiye ulaşamadığını, şayet yanına gitmezse müştekinin eşine gidip herşeyi ona anlatacağını, hamile olduğunu söyledi, öncesinde de Aslı, müştekinin yarı çıplak fotoğrafını müştekinin eşi Münevver’e göndermiş, Münevver bu fotoğrafı cep telefonundan göstermişti, hatta Aslı, müştekinin bu yarı çıplak resmini, bir internet sitesine profil resmi olarak eklemiş, internet sitesinde bu resmi bizzat gördüm, telefonda beni arayan Aslı’ya müşteki ile birlikte olmalarının mümkün olmadığını, müştekinin onun yanına gidemeyeceğini izah ettim; ancak, Aslı küfürlü sözler söyledi, bundan sonra ben sorumlu değilim, ister gelsin ister gelmesin diye cevap verdi, daha sonra müştekiye Aslı ile olan bu görüşmemizi anlattım.” biçimindeki yeminli anlatımı, sanıkla mağdurun eşinin birbirlerine gönderdikleri 29.08.2015, 31.08.2015, 26.10.2015 ve 16.12.2015 tarihli mesajlara ilişkin dosyaya sunulan belge örneklerinin ve 24.12.2015 tarihli mesaj tespit tutanağının kapsamı, mağdurun, sanıkla beraber olduğu dönemde, eşinden gizlediği ilişkinin, eşi ve/veya çok sayıda kişi tarafından öğrenilmesine neden olacak tutum ve davranışlardan kaçınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olması karşısında, mağdura ait yarı çıplak fotoğrafın kendisinde mevcut olduğunu ve bu fotoğrafın Kakao Talk isimli programda yayımlandığını kabul eden sanığın, mağdurla dokuz ay süren ve 10.12.2015 tarihinde sona eren ilişkilerinin devamı esnasında başka erkeklerin kendisi ile iletişim kurmaması için mağdurun isteğiyle şikayete konu fotoğrafı Kakao Talk isimli programa koyduğuna dair savunmasına itibar edilemeyeceği, dolayısıyla sanıkla mağdur arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra mağdura ait yarı çıplak fotoğrafın gerek mağdurun eşine gönderilmek gerek Kakao Talk isimli programda duvar resmi olarak paylaşılmak suretiyle ifşa edildiği ve sanıkla mağdurun 2015 yılı Temmuz ayından önce ayrıldıklarına dair bir beyanlarının ve dosyada bu yönde bir delilin bulunmadığı da dikkate alındığında mağdurun TCK"nın 73/1. madde ve fıkrasında öngörülen 6 aylık süre geçmeden 24.12.2015 tarihinde şikayetçi olduğu dosya kapsamından açıkça anlaşıldığından, tebliğnamedeki “...Katılan ..."e ait yarı çıplak resmin Kakao Talk sitesinin veri tabanında yayınlanıp yayınlanmadığı hususunda sanıktan bilgi alınıp, o çerçevede araştırma yapılarak, bir bilişim uzmanının görüşüne de başvurulduktan sonra, şikayetin yasal süresinde olup olmadığının, atılı suçun bu kapsamda unsurlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve tartışılması gerekirken; sanığın eksik kovuşturmayla cezalandırılmasına karar verilmesi...” nedenine dayalı olarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ...’nın, gayriresmi olarak birliktelik yaşadığı mağdur ... tarafından aralarındaki ilişkinin sona erdirilmesine tepki olarak, beraberlikleri döneminde mağdurun bilgisi dahilinde özçekim yöntemiyle elde ettiği mağdurla aralarındaki ilişkinin varlığını gösteren ve mağdurun bir yatak üzerinde yarı çıplak görüntülendiği fotoğrafı, mağdurun rızasına aykırı şekilde eşine göndermesi ve Kakao Talk isimli programda paylaşması biçiminde sübutu kabul edilen eylemlerinin, zincirleme şekilde TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, aynı Kanun’un 134/1-1. madde, fıkra ve cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hüküm kurulup, TCK’nın 43/1. madde ve fıkrası uygulanmaksızın sanığa eksik ceza hükmedilmesi,
2- Mağdur ...’in, sanık ...’dan ayrılması nedeniyle sanık tarafından internet üzerinden ve telefonla aranmak suretiyle rahatsız edildiği iddiasına konu olayda;
Mağdurun sanıktan ayrıldığını ifade ettiği 12.07.2015 tarihi ile şikayet tarihi olan 24.12.2015 tarihleri arasını kapsar şekilde tarafların HTS kayıtları (arama, aranma, mesaj, baz istasyonu vs.) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilip incelenerek, sanığın mağduru, mağdurun da sanığı arayıp aramadığı ve gelen mesajlarla aramaların sıklığı araştırılıp, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, TCK"nın 123/1. madde ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsuru olan ısrar öğesinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve sanığın sırf huzur ve sükunu bozmaya yönelik saikinin olup olmadığı tartışılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Cezanın belirlenmesinde esas alınacak ölçütlerin TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) bentlerinde; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saiki olarak tahdidi olarak sayılmasından dolayı temel cezaların tayini esnasında anılan yedi bent arasında yer almayan ve cezanın bireyselleştirilmesinde dikkate alınabilecek olan “sanığın olaydaki ve yargılamadaki tutum ve davranışları ve kişiliği” şeklindeki gerekçeye dayanılamayacağının gözetilmemesi,
b) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 38. maddesinin 5. fıkrasının; “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 147/1-e madde, fıkra ve bendinin; “Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur... e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir...” hükümleri gereğince susma hakkı bulunan, duruşma tutanaklarından herhangi bir olumsuz davranışı tespit edilemeyen ve cinsel yakınlık boyutuna varan ilişkisinin evli olan mağdur tarafından sona erdirilmesinden dolayı psikolojik yıkıma uğratılmışlığın etkisi altında hareket ettiği anlaşılan sabıkasız sanık hakkında; temel cezaların asgari hadden tayini esnasında yer alan; “olaydaki ve yargılamadaki tutum ve davranışları ve kişiliği de dikkate alınarak” ibareleri ile çelişki oluşturduğu da düşünülmeden, “... sanık ..."nın suçunu kabullenmeyişi, pişmanlık getirmeyişi ve yargılama sürecinde gözlemlenen olumsuz tutum ve davranışlarına göre sonrasında suç işlemekten çekineceği hakkında Mahkememizde lehine kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCK"nın 50, 51 ve 62/1. maddeleri ile CMK.nın 231/5. maddesi tatbik olunmayarak...” biçiminde, sanığın suçlamalarla ilgili savunmasının inkara dayandığına dair yasal olmayan ve kanundaki ibarelerin tekrarından ibaret dosya kapsamına uygun düşmeyen soyut ve tutarsız gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkin ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 13.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.