Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3239
Karar No: 2021/6494

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3239 Esas 2021/6494 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/3239 E.  ,  2021/6494 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14.HUKUK DAİRESİ
    VEKİLİ : AV. ...
    DAVALILAR : 1 -...
    VEKİLİ : AV. ...





    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 29.05.2018 tarih ve 2014-484/507 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 19.09.2019 tarih ve 2018-1503/1165 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... Balarası ve dava dışı Batı Burçin Balarası’nın birlikte Irak’ın Erbil kentinde strafor tesisi kurmak amacıyla Berf Genel Ticaret ve İnşaat Malzemeleri Limited Şirketini 06.05.2010 tarihinde kurduklarını, bu şirkette müvekkilinin %50, davalı ... ile Batı Burçin’in %25’şer hisselerinin bulunduğunu, şirket kurulmadan önce davalı ...’in Irak’da faaliyet gösterecek olan şirketin tesisine ait makine cihazların imalatı için dava dışı ..., ... ve ...’ın işlettiği ... adlı firmayı müvekkiline önerdiğini, müvekkilinin ilk kez girdiği strafor tesisi işi için davalı ...’in önerilerine ve araştırmasına güvenerek 26.03.2010 tarihinde 700.000 Usd bedel karşılığında anılan firma ile makine alım sözleşmesi imzaladığını, buna göre müvekkilinin, ... ile davalı ...’in firmanın temsilcisi olduğunu söylediği diğer davalı ...’in banka hesaplarına makine bedellerini ödemeye başladığını, sözkonusu tesise ait makine ve cihazların imalatı için müvekkili tarafından ...’a toplamda 185.000.-TL, davalı ...’e ise 183.000.-TL ödeme yapıldığını, ödemeler devam ederken Mart 2011 tarihinde aynı konuda başka bir sözleşme yapıldığını ve asıl sözleşmenin 250.000.-TL tutarlı olduğunun tesadüfen öğrenildiğini, bu sözleşmede müvekkilinin imzasının olmadığını, sözleşmeyi davalı ... ile ... ve ...’in kendi aralarında imzaladığını ve sözleşme aslının da ... yetkilisi ...’ın elinde olduğunu, davalı ...’in hileli ve diğer davalı ile danışıklı davranışları ile müvekkilini aldattığını, zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, 29.03.2011 tarihinde müvekkiline sehven gönderdiği mailde diğer davalı ... ile aralarındaki bağlantı ve işbirliğinin açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin davalıların kasıtlı ve hileli davranışları nedeniyle 870.636 Usd ve 20.400 Euro zarara uğradığını, işbu davada ise, davalıların müştereken yol açtıkları zarar miktarı 183.000.-TL’nin talep edildiğini, davalılar hakkında özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarndan ceza davası açıldığını ileri sürerek 183.000.-TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, öncelikle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, kendisini ... ortağı şeklinde tanıtmadığını, davacının da dava konusu paraları müvekkiline ... ortağı olarak bildiği için değil, diğer davalı ...’ın yurt dışında olduğundan ve Türkiye’deki ödemeleri kendisi tarafından gerçekleştirmesinin güç olacağından ona iletilmesi amacıyla gönderdiğini, müvekkilin de kendisine gelen paraları davalı ...’a ve gösterdiği kişilere gönderdiğini, bundan davacının bilgisinin olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Balarası vekili, davacının yapmış olduğu ödemelerin ...’e ve ...’a ödendiğini, davacının amacının Irak Erbil şehrine götürülmüş olan makinalara ve şirkete tek başına sahip olmak olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bilakis davacının dava dışı ... ve ... ... ile birlikte hareket ettiğini, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, iddiaların yazılı delille ispatı gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça iddia edilen 250.000.- TL bedelli sözleşmenin aslının sunulamadığı, davalılar hakkında özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçlaması ile dava açılmış ise de sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, hilede ispat yükü hileye maruz kaldığını iddia eden tarafta olup, sözleşme aslının sunulamadığı, sözleşmeye ilişkin özel belgede sahtecilik suçunun sabit olmadığı, ceza hakiminin kararının; maddi olgu anlamında hukuk hakimi için bağlayıcı olması, yine iş ve işçi sağlığı açısından güvenli bir strafor tesisinin 250.000.-TL değerinde bir fiyatla yapılamayacağının, 700.000 USD" nin de kadri maruf olduğunun teknik inceleme ile belirlenmiş olması ve ayrıca davacının sözleşme aşamasında; fiyatın pahalı olduğu iddiaları karşısında fiyat araştırması yaptığı, durumdan haberdar olduğu ve fiyatı benimsediği davacı tanık beyanları ile sabit olduğundan hilenin ıspatı için yeterli delilin bulunmadığı kanaatine varıldığı, iddia edilen ödemenin makine bedeline ilişkin olduğu, bu paraya ilişkin hukuki ilişkinin salt beyanlarla paranın ..."nın uhtesinde kaldığı şeklinde hukuki sonuç doğuracak kabule gidilemeyeceği, bu iddianın hileden bağımsız olarak yazılı delille kanıtlanmasının gerektiği, bu iddianın hilenin varlığı ve kabulü için delil vasfının olamayacağı gerekçesiyle bu nedenle bu yöndeki rapordaki görüşe itibar edilmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; yurt dışında kurulması planlanan tesis için gerekli makine ve ekipmanların temini için alıcı sıfatıyla davacı ... Yılmaz, davalı ..., satıcı olarak ..., ... imzalarının bulunduğu 26.03.2010 tarihli 700.000 USD bedelli sözleşmenin imzalandığı, bu doğrultuda davacı tarafından “makine bedeli açıklamalı” olarak ...’ın ve davalı ...’in banka hesaplarına düzenli olarak ödemelerde bulunduğu, bu ödemeler karşılığında alınan makine ve ekipmanların yurt dışındaki tesise gönderildiği, 250.000.-TL bedelli sözleşmenin aslı sunulmadığı gibi bu sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı dosya kapsamı ile sabit olup, davacı, davalıların birlikte hareket ederek hileli davranışlarla gerçek değerinin çok üstünde sözleşmenin imzalanmasına kasıtlı olarak sebebiyet verdiklerini, yapılan ödemeler karşılığında alınan makine ve teçhizatın ikinci el ve kullanılamaz olduğunu, bu haliyle fazladan ödemede bulunduğundan davalı ...’e yapılan ödemelerin karşılıksız kaldığını, bu bedelden her iki davalının da sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, makine bedeli için gönderilen paranın ödemede kullanılmış olduğu, karşılığında temin edilen makinelerin yurt dışındaki tesise gönderildiği, makinelerin ikinci el ve ayıplı olduğu iddiasının davalılara karşı yöneltilemeyeceği, ceza yargılamasının beraat ile sonuçlanmış olduğu ve bu haliyle hile olgusunun da dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği gibi, tacir olan davacının basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi