17. Hukuk Dairesi 2015/15781 E. , 2018/8389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ile davalı ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Selda için 20.000,00 TL, Gizem için 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan; müvekkilleri için 75.000,00’er TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren yasal faizle tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle müvekkili Gizem yönünden maddi tazminat talebini 32.501,49 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin kusurunun olmadığını, manevi tazminatı gerektirir bir durumlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Hür Sigorta A.Ş. vekili, davacı tarafa ödeme yapıldığını, sorumluluklarının yerine getirdiğini beyan ederek haksız davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ... Gökderen"in kendi adına yapmış olduğu Destekten Yoksun Kalma Tazminatı talebi yönünden tüm davalılara karşı açılan davanın reddine, davacı ... Gökdere"nin çocuğu olan davacı ..."ye velayeten
yapmış olduğu maddi tazminat talebi yönünden tüm davalılara karşı açılan davanın kabulü ile; dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL ve artırılarak harcı tamamlanan miktar olan 22.501,49 TL olmak üzere toplam 32.501,49 TL maddi tazminatın, davalılar ... ve ... yönünden haksız fiil tarihi olan 25/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalı Hür Sigorta A.Ş. yönünden ise teminat sınırları dahilinde olmak üzere ve 13/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... Gökdere"ye çocuğu ..."ye velayeten verilmesine, davacı ... Gökdere"nin kendi adına yapmış olduğu manevi tazminat talebi yönünden davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığına karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 25/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığından alınarak davacı ... Gökdere"ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının çocuğu olan ..."ye velayeten yapmış olduğu manevi tazminat talebi yönünden davalılar ... ve ..."na karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 25/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."ndan tahsili ile ..."ye velayeten davacı anne ... verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ile davalı Hür Sigorta A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre
belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat miktarlarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3) Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 13.05.2015 tarihli aktüer raporunda, davacıların dava dilekçesinde belirttiği aylık 1.000,00 TL şeklindeki beyanı gereğince murisin gelirinin asgari ücretin 1,66 katı olduğu kabul edilerek bu ücret üzerinden hesaplama yapmak suretiyle davacıların destek zararı belirlenmiştir. Müteveffanın gelirinin kanıtlanamaması halinde asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceğinin kabulü gerekmektedir. Mevcut davacıların delili ile desteğin asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği geçerli delillerle kanıtlanamamıştır.
O halde mahkemece, müteveffanın gelirinin asgari ücret düzeyinde olacağı dikkate alınmak suretiyle tazminatın hesaplanması hususunda rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece anılan husus gözardı edilen bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4)Bozma ilamının neden ve şekline göre davalılar Hür Sigorta A.Ş. ve ... vekillerinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hür Sigorta A.Ş. vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hür Sigorta A.Ş. vekili ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı Hür Sigorta A.Ş. ve davalı ..."na geri verilmesine 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.